Başbakan Recep Tayyib Erdoğan
Global Alkol Politikaları Sempozyumu’nda
“ trafik kazalarında alkol almamış bir kişinin
karşıdan gelen alkollü bir kişinin hatası yüzünden
hiç uğruna öldüğünü ve alkollü araba kullananın
bir kaç ay hapiste kalarak çıktığını belirterek bunun adil olmadığını söyledi.
Ve ekledi.
“Elinde silahıyla vurduğu zaman katil cezası çok yüksek
ama alkollü vurunca cezası hafif.
Böyle bir mantık olamaz.
Biliyorum bazı medya grupları bundan dolayı bana saldıracak.
Milletimin sağlığından dolayı varsın saldırsınlar”
Mantık doğru
Aynı başbakan
kasten dam öldürmeyi iş edinen
terör gerçeğini göz ardı ederek teröristle
açılım adı altıda müzakereye girişiyor.
Bir doğru bir yanlışı götürdüğüne göre,
geriye sıfır kalıyor. Yani: Kaos.
İçki zararlı
ve can güvenliği açısından tehdit oluşturuyorsa
haliyle içkiyle mücadele edilecekse,
terörde zararlıdır,terörde can güvenliği açısından
tehdit oluşturuyor
ve terörle de mücadele edilmelidir.
Mantık bunu da dayatıyor
İçkili insanlar
içmeyenlere zarar verdiği için,
içkisiz insanları korumak için:
içki yasaklanmalı,
engellenmeli,
toplumdan tecrit edilmeli ise,
terörde aynı sebeplerden dolayı yasaklanmalı,
engellenmeli,
toplumdan tecrit edilmesi için mücadele edilmelidir.
Toplum sağlığı,
kişinin can güvenliği açısından tehlike arz eden
iki düşmandan biriyle mücadele kararı alır,
diğeriyle müzakere yaparsan
ortada bir can güvenliği,
bir millet sağlığı sorunu değil bir
“orta oyunu” var demektir.
Bir hayat tarzı dayatması var denektir.
Ben terörle masaya otururum ama
içkili masaya oturmam demektir.
Unutulması ki içki kötülüklerin anası ise
terör o ananın piçidir.
Kur’an-ı Kerim
içki ve kumar için Bakara 219 da
“Sana şarap ve kumardan soruyorlar.
De ki
bu ikisinde büyük bir günah vardır,
birde insanlara faydalar vardır.
Fakat günahları faydalarından daha büyüktür.” Diyor
Oysa aynı Kur’an-ı Kerim
Nisa 93. Ayette
“her kimde bir mümini kasten
bilerek öldürürse artık onun cezası,
içinde ebedi kalacağı cehennemdir.
Allah ona gazap etmiş,
lanet etmiş,
ve ona büyük bir azap hazırlamıştır.”Diyor
Durum böyleyken
neden mücadele edilmesi gerekenle,
müzakere edilmesi gerekenleri karıştırıyor,
yanlış öncelikler peşinde emek ve zaman harcıyoruz.
Önceliklerini sağlıklı belirlemeyen toplamların geleceği
Sağlıklı olabilir mi?