İKLİMLER Bir film üzerine deneme

 

İklimler, kendi içlerinde yaşamayı prensip edinmiş bir erkekle bir Kadının,
yani İsa ile Baharın “mutluluk” arayışlarını anlatan bir film.
Mutluluk
Mutluluk sözdür.
Mutluluk sözle başlar
Söz; insanın kendini ifade etmesi,
Karşısındakini tanımlayabilmesidir.

Sözü oluşturan kelimeler
Ne kadar samimi,
Ne kadar yerinde
Ne kadar anlamlı
Ne kadar kendi içinde uyumlu
Ne kadar akustik ise
Mutlulukta o kadar etkili ve kalıcıdır.

Hani toplum tarafından kabul görmüş bir laf vardır.
“söz uçar yazı kalır” şeklinde
Bu laf, mutluluk söz konusu olduğunda pek geçerli değildir.
Bu lafın mutluluk söz konusu olduğunda belki şöyle kullanılması münasip olur.
“söz uçurur,yazıya ne kalır.”

Ve İsa..
ve Bahar, kendi içlerini dinleyerek yaşamayı,
kişilik özelliği haline getirdikleri için;
Farklı mekan,
Farklı zaman;
Farklı insan,
Ve farklı iklimlerde de olsa mutluluk için gerekli olan
Konuşmayı,sohbeti,sağlıklı sürdüremiyorlar.
İletişemiyorlar.

Her iletişim teşebbüs ya küçük tartışmalar,
yada şiddetli zıtlaşmalarla kesintiye uğruyor.
İlişki git gide kimyasal bir beraberlikten,
fiziksel ve zoraki bir ilişkiye dönüyor.
İkilinin birlikte mutluluğu arama çabası,
sözsüzlük sebebiyle sonuca ulaşamıyor.

Yani sorun, sözsüzlük.
Karşılıklı konuşamama.
Kendini ifade edememe,
Karşısındakini tanımlayamama konusundaki acemilik.
Mutluluk için gerekli olan “sözün” bünyeye uygun olmaması.
Bünyeyi bozması.
Haliyle olay hüsran,
Sonuç:Ayrılık.

İkilinin ayrılıkları döneminde yaşanan yarım yamalak ilişkilerin tortusu..
“Fındık taneleriyle” giderilmeye çalışılan ihtiyaçlar…
Hani bir şiir vardı.
Muhtemelen Yunus Emre’nindir

“Söz ola kese başı
Söz ola kese savaşı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz.”diye

İşte İsa,
işte Bahar
mutluluk için gerekli olan
“hayatı yağ ile bal edecek”
sözün iklimini bulamıyorlar.
Dört mevsimde,
bir iklim yaşıyorlar;
zemheri

 

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın