ESKİŞEHİR GÜZELLEMESİ

Eskişehir’i severim.

Eski zamanlardan bu yana gider gelirim.

Eskişehir,eski şehirdi,

Porsuk, pis kokular yayarak akarken bile,

Şehrin üstüne eskilik bir kadermiş gibi çökmüşken bile

İnsan ilişkileri nezih ve nezaketliydi.

Uhulet ve suhuletle yaşanılan bir şehirdi Eskişehir.

 

Sonra, bir akademisyen başkan seçildi.

O eski şehir,yenilendi,

Porsuk temiz akar hale geldi.

Şehir üstüne sinmiş olan o eskilikten arındı.

İnsan ilişkilerindeki nezihlik ve nezakete,

Mekan olarak estetik ve güzellik kazandırıldı.

 

Eskişehir gömlek değiştirdi.

Türkiye’de “yaşanılabilir şehirler” sıralamasında bir numaraya yerleşti.

 

Sonra devlet gücü ortaya çıktı.

İki güzellik bir arada olmaz dercesine.

O Uhulet ve suhuletle yaşayan kent

Vahşetlere denk olaylara sahne oldu.

 

Bir genç, dövülerek öldürüldü.

 

Şehri; yaşanır hale getirende, “seçmen iradesiyle” seçilen,

Vahşete sebep olup, göz yumanda.

İki “seçmen iradesi” arasındaki fark,

Güzelleştiren seçmen iradesi

Halkın bizzat  “kimi seçtiğini” bilerek oluşturulan irade,

Çirkinleştiren ise, halkı “noter” konumuna koyarak oluşturulan  iradedir

 

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın