ÖN BİLGİ
1-march = mart… savaş tanrısı Mars tan
2-april = nisan… muhtemelen Venüs ile bir tutulan Yunan tanrıçası Afrodit `ten
3-may = mayıs… Tanrıça Maia adından .
4-june = haziran… (evli kadınların koruyucusu olan tanrıça Juno´dan
5-july = temmuz… jul sezar/MÖ 12 Temmuz 100– MÖ 15 Mart 44),
6-august = ağustos… ogust/Doğum: İ.Ö. 63, Roma Ölüm: İ.S. 14
7-september= (7.) eylül
8-october = (8.) ekim
9-november = (9.) kasım
10-december = (10.)aralık
11-january = ocak… (kapı eşiklerinin ve başlangıçların tanrısı Janus tan)
12-feburary = şubat… (eski Roma da Februa adıyla düzenlenen arınma törenlerinden)
VE SEBEB
Jül sezar takvimin
takvime benzemediğini
ne ayların ne mevsimlerin
iklimlerle örtüşmediğini
günlük hayatta
sorunlar yarattığını
gördüğünde
İskenderiyeli astronomi bilginini çağırmış
ona
“Şu işe bir el at hayrına
bir düzenle bir şeye benzesin
kışsa kış yazsa yaz olsun demiş”
Ve
“Şu rakamla başlayan ayların
birincisine de benim adımı ver
bir zahmet”
diye de ricada bulunmuş
(yukarıda görüldüğü gibi o vakitler
yılın ilk ayı mart imiş ve
hazirana kadar olan aylar efsanelerle filan
adlandırılırken temmuzdan
itibaren numaraları söyleniyormuş
beşinci ,ay altıncı ay falan)
Bilgin oturmuş
altı ayı otuz gün
altı ayı da otuz bir gün olarak
aylara bölüştürmüş
Toplam üç yüz altmış altı
edince de
o bir günü ne yapalım’ın peşine düşmüş
sonunda yılın son ayından
bir gün çıkarmaya kara vermişler
O tarihlerde takvim mart ayından başlar
(Ki Türkiye dede uzun yıllar
mali yıl takvim yılı
ayrımı uygulanmış
ve mali yıl başı olarak
mart ayı kullanılmıştır)
şubatla bitermiş
çözümü “arınma törenleri”
anlamına gelen şubatı
bir günden arındırmada
eksiltmede bulmuşlar
Böylece bütün aylar otuz
veya otuz bir gün çekerken
şubat ayı yirmi dokuz gün çeker olmuş
Sonuçta
üç yüz altmış beş gün tutturulmuş
Ama…
Uygulanan takvimde “artık yıllar”
zaman içinde sorun olmaya başlamış
gene karışıklıklar çıkmış
Bu kez imparator
Jül Sezarın yeğeni Ogust imiş.
O işe el atmış
“artık yıl martık yıl
sorun değil o kolay” demiş
Ogust asıl sorun
“Sezar ın adı bir aya verilmişken
benim adımın verilmemesi” diyerek
serzenişte bulunmuş
hafiften kıskançlık belirtileri göstermiş
bilim insanları
demokrasi olmadığı için
kralın kıskançlık sorununu
altıncı aya da Ogust un adını vererek
çözmeye çalışmışlar
fakat adını takvimde gören kral
bu kez rakamlara takmış
Sezar dan sonra ben Ogust tamamda
Sezar neden
otuz bir günde
benimki otuz gün demiş
benim başım kel mi demeye getirmiş
kıskançlık krizine giren kral olunca
gene sona kalan dona kalmış
şubat ayından bir gün daha
almışlar ve ogust te eklemişler
böylece Temmuz ve ağustos
yani iki kral üst üste otuz bir gün çekerken
son ay olan şubat
yirmi sekiz dört yılda birde
yirmi dokuz gün çeker olmuş
hikaye bu