LALE DEVRİ

1718–1730 yılları arasında yaşanılan

Zaman aralığına lale devri denir.

O dönem  daha sonraları bu adla anılır olmuştur.

Lale devri

 

Lale devri,

İstanbul un tarihinde görmediği bir tezatlar döneminin adıdır.

Lale devri İstanbul da zenginliğin hiç bu kadar,

fakirliğin hiç bu kadar kışkırtıldığı

vaki olmayan bir dönemin adıdır.

Lale devri dengelerin alt üst olduğu bir dönemin adıdır.

Lale kelimesinin ebcet hesabıyla rakamsal değeri 66 dır.

Denilebilir ki lale devri her işin altmış altıya bağlanmaya

çalışıldığı döneminde adıdır

 

Lale devri bir sorumlu devlet adamının

-ki Nevşehirli Damat İbrahim paşadır-

yaşadığı ihtişam dönemleri sebebiyle

çevresinde olup bitenlere bakmaya tenezzül etmeyen.

Bu yüzden dünyanın nasıl bir hızla değiştiğinin farkına varamayan.

Bir toplumun insanlarına,

onları rahatsız etmeden

altlarından eskimiş, pörsümüş, miadı dolmuş zemini çekip alıp

yeni bir zemin hazırlama dönemidir.

 

Değişim ve muhafazakârlık.

 

Bu iki zıt kelime yüzünden

İstanbul, tarihinin en tezat dönemini yaşamıştır.

Biryanda zevk-i sefa.

Vur patlasın çal oynasın durumları;

kayık sefaları,

helva toplantıları,

kaplumbağa üzerin çıra yakıp lale bahçesinde dolaştırmalar,

bütçe açığına inat bir laleye verilen aklar, akçeler.

Diğer yanda ilim irfanla altımızdan kayan zemine

sahip çıkma çabaları.

Matbaa yı kurmalardan,

tercüme odalarının oluşturulmalarına,

Avrupa’yla temastan,

Avrupa’ya öğrenci göndermelere ve

Avrupa tarzı asker yetiştirmek için

hendese hanelerin açılmasına kadar uzanan bir çaba.

 

İstanbul un yaşadığı tarihinin

akıl almaz tezadının en güzel ifadelerinden biri,

aynı zamanda dönemin en önemli şahidi

ve yaşanılanların şehidi Nedimin şu mısralarında var.

“Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan

Mai tensim içelim çeşm-i nev peydadan

Görelim abıhayat aktığını ejderhadan

Gidelim servi revanım yürü sadabade”

 

Olay tamda budur.

 

Biryanda oynamalar,

Dünyadan zevk alma tadını çıkarmalar,

diğer yandan cennet suyu içme çabaları

lakin bu sonsuzluğun ancak ejderhanın ağzından

alınabileceğinin bilinciyle hareket etme çabaları.

 

1718 yılından buyana yaşananlar bize göstermiştir ki

toplum değişimi istemedikçe

benimsemedikçe

harekete geçmedikçe

birkaç sorumlu aydın

birkaç mesuliyet sahibi devlet adamının çabası

sonuç vermiyor.

 

Sadece işi altmış altıya bağlıyor o kadar

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın