ORMAN

Şaman görünümlü adam Dedi ki;

“Türkler yağmur duasına çıkmazlar

Bulundukları yere ağaç dikerler”

Ve gene Türkler “bir ağaç kestik

Yerine on ağaç diktikte” demezler

Bilirler ki kesilen bir ağacın yerini

Dikilen on ağaç karşılamaz

Onun için Atalarım;

“Ağaç kültü” geliştirilmiş

“Kıyametin koptuğunu görseniz de

Elinizdeki fidanı dikin” demiş

“Yaş kesen baş keser” demiş

Demişte demiş. Anlayana

Bu, doğaya karşı

Doğanın yanında duran

Eylemli  bir eylem biçimidir

Bu tavır doğal olanın,  doğru olanın

Dünyayı Türkçe okuyanın yoludur

Birileri de fütursuzca katlettikleri,

Betona gömdükleri dünyada yağmursuzluğu

“yağmur Duası”yla çözmeye çalışmayı

Huy edinmiştir. Bu da

Doğaya karşı rantın yanında yer alan

Söylemli bir eylem biçimidir

Özetleyecek olursak

Ağaç dikmenin yağmura eylemli

Dua ise söylemli çağrı olduğudur.

Toplumlar işi lafla değil eylemle halletse

Ağaç dikse, doğayı korusa ve canlandırsa

Allaha ellerini de yağmur için duaya değilde

Şükür için açsa daha münasip daha güzel olmaz mı?

Eylemli tavır daha doğadan yana

Daha İslami daha insani olmaz mı?

Dua da şükürde muhakkak Allaha dır

Lakin şükür vazifesini yapanın kavuşma

Dua, atalet içinde olanın beklenti kapısıdır

Ataletle umut etmektense hareketle kavuşmak

Dünyayı daha yaşanılır hale getirmez mi?

NOT:

İslamsıların duayı da

“Rabbena hep bana” ya

Dönüştürdükleri günümüzde

Bir “Alevi Türkmen” duası şifa gibi geldi

“Allah’ım

Dağa, taşa ver

Hayvana, ormana, suya ver

Sonra insana, konuya komşuya, muhtaç olana ver

Olursa, sonra bana ver”

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın