ÜÇ DUA BİR ÂMİN VE ŞÜKÜR

Bir buçuk sene süren

Gaflet delalet ve dahi hıyanet kokan

Öğrenci tatilinin sanırım sonuna geldik

Pazartesi günü alındığı  -nedir ki- söylenen

Tedbirler eşliğinde normal eğitim başlanacak

 

Normal eğitim dediğim

Kalabalık sınıflar, kırkar dakika ders

On dakika teneffüsten oluşan

Sabah sekizde başlayıp

On beş otuza kadar devam eden

Bu arada metre kareye

Bilmem kaç öğrencinin düştüğü

kantinin ve budan biraz daha geniş

Bahçelerin bulunduğu ortamda ki

Eğitim öğretimden söz ediyorum

 

İnsanın kıymeti ne ki

Eğitiminin kıymeti olsun

 

Bu lafı

Laf olsun diye değil

Bir konuyu gündeme

Getirmek için söylüyorum

 

Konu şu

Her resmi açılışı

Kurumsal duayla gerçekleştirerek

Ruhban sınıfı olmayan İslamiyet

Ruhban sınıfını sokmaya çalışan

Siyasal İslamcılara kurumsuz duayla

Nazire yapmak

 

İlk dua

Kuranında ilk indirilen süresi

“Yaratan Rabbinin adı ile oku!”

Teklif değil mecburiyet var

Anlıyoruz ki okumak zorunluluk gerektiriyor

Neden?

Bir sonraki ayet nedeni açıklıyor

Neden felsefenin temel sorusu

İnsanın var oluş sebebi

“O, insanı pıhtılaşmış kandan (alak’tan) yarattı.”

Peki, okumanın yegâne sebebi

İnsanın yaratılış sebebi mi?

Yoksa daha derin şeylerde var mı?

Olay sadece insanın yaratılışı değil

Kâinatın yaratılışının da bilinmesi

Öğrenilmesi gerekiyor ve Rabbim devam ediyor

“insana bilmediğini bildiren Rabbin”

Hâsılı;

Okumanın zorunluluk olmasının sebebi

Kâinatın bilinmeyenlerinin bilinmesi

Kâinatla ilgili her şeyi bilen

Rabbimize yaklaşmanın yolu

Onun bildiklerini bilmeye çalışmaktır

O halde eğitim, bir zorluk değil

Zorluğu da olan bir zorunluluktur

İslami açıdan da insani açıdan da

 

Okuma deryasında daldığımızda

Karşımıza çıkan temel konu

Öğrendiklerimizin ölçülmesidir

Bununda iki yolu vardır

Yazılı ve sözlü

 

İşte eğitimin bu iki konusuna dair

 İki dua da yazılı için kalem süresinde

Sözlü içinde Taha sürersindeki

Musa’nın duasında gizli

Önce yazılı

Kalem süresi;”Nun; kalem

Ve onunla yazılanlara and olsun ki,

Sen Rabbinin nimetine uğramış bir kimsesin,

Deli (cinlenmiş) değilsin.

Bilenle bilmeyen bir olmaz

Bilenlerin bilmeyenler tarafından

Uygunsuz sıfatlarla sıfatlandırılması

Bilginin ve bilmenin değerini düşürmez

Aksine,”senin için kesintisiz bir ödül vardır.”

Denilerek bilgili insan müjdelenmiştir

Böylesine bir müjdenin kapısını açan da

Bilginin yazılı olarak ölçülmesidir

 İkinci öçlü biçimimiz ise sözlülerdir

Biz öğrendiklerimizi

soru cevap şeklinde de

göstere biliriz

Bu metottaki duamız

Taha süresindeki

Musa’nın duasıdır

Musa: ‘Rabbim! Göğsümü genişlet,

İşimi kolaylaştır,

Dilimin düğümünü çöz ki

Sözümü iyi anlasınlar. ‘ dedi.

Bilmek, öğrenmek, bildiklerinin

Doğru anlatılması ve doğru anlaşılması

İşte eğiti zorunlu eğitim bu

Bunu batı yeniçağda anladı

İslam dünyası ise hala anlayabilmiş değil

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın