“Başını kuma saklayanlardan tiksindim, başkaldırıyorum”
Bir televizyon kanalında
Kudüs konusu konuşuluyor
Konuşmacılar Kudüs’ün yapısı gereği
İbrahim’i dinlerden bahsediyor.
Yahudiliğin, Hıristiyanlığın
Nasıl bozulduğunu anlatıyorlar.
Diyorlar ki, elbette Hz İsa’nın, Hz Musa’nın
Peygamberliğini kabul ediyoruz ama…
Ama ne?
Âmâsı şu
Bu günkü dinler,
Bu peygamberlere gelen dinler mi?
Buna kim, nerede karar verecek.
Üç tarafı olan,
İbahimi dinlerden birinin
Temsilcisinin bulunduğu
Bir ortamda bulunan biri mi?
Allah aşkına
Ezan, çan, hazan’dan bahseden bir ülkede
Çanı ve hazan’ı temsil edecek
Bir kişi bile bulunamıyor mu?
Körler sağırlar birbirini ağırlar
Formatındaki tartışmaları
Ahmet Kayanın türküsündeki
O mısralarla karşılıyorum.
Şu İki sebepten dolayı
1-Allahın peygamber olarak gönderdiği peygamberleri
Ve onların dinini Kendileştirdikten sonra kabul edenler,
Acaba Hz Muhammedi ve İslamiyet’i de kendileştirerek mi?
Kabul ediyor ve anlatıyorlar
2- Kudüs gibi, üç din ve üç kutsal kitabın
Dünya nüfusunun da yarıdan fazlasını ilgilendiren
Bir konuyu, taraflardan birinin penceresinden
Bakarak tartışmak,
Tartışmamı?
İkna etmeye çalışmak mı?
Ya da iman tazeleme yöntemimidir?
Bu iki gerçek, farklı din ve inançları
Bir arada yaşattığı söylenen Osmanlı
Medeniyetinin mirasçılarına yakışır mı?
Biz ne ara
Kendi inancımızdan
Korkar oldukta,
İçimize kapandık