15 Temmuzdan bu yana yaşadıklarımızı
Şöyle özetleyebiliriz
Siyasal güç kazanmak isteyen bir “İslami gurup”
Siyası gücünü artırmaya çalışan
Başka bir “İslami gurupla” mücadele ediyor
Ve herkes şu cümleyi kullanıyor
“Bu yapı ile ancak bu adamlar”
Mücadele edebilir
Bu yapıyı bu adamların
Milletin başına bela ettiği
Ve dahi “sorunun parçası olanların
Sorunu çözemeyeceği” gerçeğini
Zihnimde saklı tutup soruyorum
Bu doğrumu?
Ya da soruyu şöyle soralım
Siyasal gücünü kendi amaçları için
Kullanan bir İslami yapı
Siyasal güç kazanmaya çalışan
Bir başka İslami yapıyla
Mücadele edebilir mi?
Bu mücadeleden ülke için,
Millet için, devlet için
“Sulh ve selamet” çıkar mı?
El cevap; asla
1- Bu durumda ki bir mücadele asla
Mümkün değildir, olamaz
Eğer böyle bir mücadele var deniliyorsa
Bu mücadele sorunun çözülmesi değil
Tarafların kendi pozisyonlarını
Güçlendirme mücadelesidir
Böylesi bir mücadeleden
Bu millete “sulh ve selamet” çıkmaz
2-Hele ki bir üst akıl varsa
Bu şartlarda böyle bir mücadele
Tam bir “ipteki cambaza bak”
Hikâyesine dönmüş demektir
Herkesler ipteki cambaza odaklanmışken
Oyun kurucular malı götürür
Bu hay huy içinde millet
Altından ülkesinin çekildiğinin
Bağımsızlığının tehlikede olduğunun
Farkına varmaz, varamaz
Bu yüzden milletin
Cehalet içermeyen
Ferasetine sesleniyor
Diyorum ki;
“Milletin bağımsızlığını
Ancak milletin azim ve kararı kurtarır”
Bu azmi gösterin, bu kararı verin
Nasıl 28 Şubat post modern
Bir askeri müdahale ise
15 Temmuzda, Neoklasik
İki aşamalı bir askeri darbedir
Birinci aşama
Aynı menzilin
Cemaat denilen yolcusu
Bir patırtı çıkararak
Dikkatleri bir noktaya çekerken
Aynı yolun parti denilen yolcusu
Şimdiye kadar ülkede gerçekleştirilen
Bütün darbelerde yapılanların yapılmasını sağladı
Orduyu düzenleyerek
Yarının kavgasının tohumları atıldı
Nasıl altmışlı yetmişli yılları
Sağ sol diyerek birbirimizi yediysek
Bundan sonraki on yıllarda da
Zemini ve zamanı üst akılca
Belirlenecek sebeplerle
Birbirimizi yiyeceğiz
15 TEMMUZ 2016 DAR… BE
Film olduğu anlaşıldı
Bir ABD-AB ortak yapımı
Oyuncular haşhaşi ve harami kardeşler
Filmin adı “ordu millet gerçeğinin sonu”
Filmin hikâyesi şöyle;
Doğu-batı. Kuzey –güney bütün yönlerin
Kesiştiği coğrafyada bir ülke vardır
Tarih boyunca önemli olan bu ülke
Çağın efendileri tarafından hep
Kontrol altına alınmak istenmiştir.
Merkez ülke olarak adlandırılan bu ülke
İçinde bulunduğu bütün olumsuz şartlara,
İçerden ve dışarıdan uğradığı saldırılara rağmen
“Dik duran ama diklemeyen bir ülke”
Olarak varlığını sürdürmüştür.
Özgürlük anlayışı, tarihi birikimi
Bölgede ordu millet yapısı dolayısıyla
Bir ağırlığının olduğunu bilen çağın efendileri
Bükemedikleri bu eli öpmek yerine
Fırsat bulup ısırmayı hep hayal etmişlerdir
Çağın efendileri merkez ülkeyi kıskaca almak için
Aradıkları fırsatı 1950 de Rus tehdidi,
Kominizim tehlikesi ve çok partili hayata geçiyoruz
Hikâyeleri arasında bulurlar
Gerçekten çok partili hayata geçilir de
Orduyu Kore’ye gönderilir de
Ve finalde bu merkez ülke
O dik duran ama diklenmeyen ülke
NATO ya kabul edilerek
Milli kimyası bozulur
Cümle âlemin
Ezanlar Arapça okunuyor
Söz milletin
Küçük Amerika oluyoruz
Hülyaları arasında “ordu millet” kavramının
Büyüsünü bozmak için
Truva atı misali NATO’ YU
Türk ordusunu içine sokmuşlar
“Ordu millet” benzetmesinin
Millet kısmını, komünist- faşist çekişmesi
Ordu kısmını da; NATO’yu monte ederek
Millet sağ sol olarak birbirine yan bakarken
Türk ordusu da Türk olma özelliğini kaybederek
Bir NATO ordusu özelliği kazanmaya başlamıştır
1950-2016 yılları arasında
Milli devlet, NATO sebebiyle
Çağın efendilerinin nefeslerini
Enselerinde gün geçtikçe
Daha fazla hisseder olmuştur
Zaman içinde
“Dehşet dengesinin” yıkılması
“Utanç duvarının” çökmesi
Dünyada” ikili yapının” kaybolup
Tek kutuplu bir dünyanın ortaya çıkması
Çağın efendisinin dünyayı yeniden
Yapılandırmasını gerektirmiştir
Çağın efendisinin dünyayı
Yeniden yapılandırmasının
Önemli sebeplerinden biri
Efendi olmasına rağmen, efendiliğini
Ancak kendisinin dışında kalan
Coğrafyadaki enerji kaynaklarını
Kontrol edebilmesiyle
Mümkün olacağını düşünmesidir.
Çağın efendisin bunun yolunun da
Enerji coğrafyasını “Kontrol edilebilir kriz”
Ortamında tutmak olduğu bilmektedir.
Bu amacını gerçekleştirmek için
Bir proje yapar: BOP
“Büyük Ortadoğu projesi”
Projenin görünürdeki amacı
Orta doğuya enerji coğrafyasına
Demokrasi getirmek.
Esas amaç ise, tabii ki bu coğrafyayı
“Kontrol edilebilir kriz” ortamında sokmaktır
Çağın efendisinin gerçekleri ile
Hedef Coğrafyadaki
Bazı kişi ve kurumların Hayalları örtüşünce
Bu coğrafyada olmayacaklar olur.
Ilımlı islam, demokrat Müslüman
Söylemleri arasında
Cemaatlerin destek verdiği bir parti iktidar olur
Filmin devamında
Ilımlı islamın temsilcisi Fetullah
Bir” kâinat imamı” na dönüşürken
Parti başkanına da BOP eş başkanlığı payesi verilir
2002 2013 yılları arasında
Fetullah kâinat imamı olarak
Dünyada ve Türkiye’de kök salarken
Partinin başkanı da; “ islam coğrafyasının”
Aranan bir ismi, bir bölge lideri olur
Filmin bu bölümü tam bir kargaşadır
Darbeler ayaklanmalar diklenmeler
Tekbirlerle Müslümanların birbirlerini katletmesi
Kargaşa durulmaya başladığında
Enerji coğrafyasının bir “kriz” ortamına
Geldiği görülür.
Ama sorun bitmemiştir
Şimdi yapılması gereken
Bu coğrafyada ortay konan
Bu kriz ortamının kontrol edilebilir hale
Gelmesi için çalışma yapmak gerekmektedir
Film burada başa dönüşlerle devam eder
1950’ler hatırlanır
O tarihte krizi kontrol edilebilir kılmak için
İsrail’in kurulduğu hatırlanır
Merkez ülkenin milli ordusunun
Nasıl NATO’laştırıldığı hatırlanır
Filmin bundan sonrası geniş bir mekânda değil
Dar bir alanda cereyan eder
1- Kürdistan kurulacaktır
2-Türk ordusu NATO üzerinden yeniden düzenlenecektir
Bunun için esas oğlan amacını şöyle açıklar;
Bölgenin yönetilebilir kriz ortamında kalması
Kürdistan devleti kurulmalı ve kurulan bu devlet
Bölgedeki hiçbir güç tarafından rahatsız edilmemelidir
Bu ortamın sağlanmasının
Bu coğrafyada Türkiye’nin
Güçlü bir orduya sahip olmamasıyla
Mümkün olacağı mesajı verilir
Filmin bundan sonrası gene geçmişe
Dönüşlerle devam eder
1950 de NATO TÜRK ordusunun yapısını
Bozmasına rağmen ordu millet el alalığıni
Bozamadığını gören hâkim güç
Ordu millet kavramı tahrip etmek için
Aksiyonel eylemlere girişir
Irakta Türk askerinin başına
Çuval geçirmeyle başlayan süreç
Ergenekonlarla devam eder
Ve 15 Temmuz kalkışması ile doruğa çıkar
Ergenekon’da camiler bombalanacak
Söylemleri ile başlayan ve muktedirler
Tarafından destek gören yıkım
15 Temmuz gecesi halkın kurşunlanması
Parlamentonun bombalanması ile tavan yapar
Yetmez
Yüksek askeri şuranın yapısı değiştirilir
Askeri okullar kapatılır
Kuvvet komutanlıkları sivil savunma bakanlığına bağlanır
Jandarma ve sahil güvenlik içişleri bakanlığına bağlanır
Gata sağlık bakanlığına bağlanır
Artı ortada güçlü bir ordu yok
Emir komuta zincirinin olmadığı
Akademik bir güç vardır
The end
NOT: Filmin galasına yetişen
Amerika genelkurmay başkanı
Filmin oyuncuları için muhakkak
“iyi iş çıkardı bizim çocuklar” demiştir
Biz hala demokrasi nöbeti tutuyoruz.
15 TEMMUZ
Aynı yolda yürüyen
Yoldaş, paydaş, kardaş olan
Bir İslami cemaat ile
Bir siyasal İslamcının çıkarları
Yolun bir noktasında çatıştı
O noktada her ikisini de üstünde olan güç
Devreye girerek taraflardan birine iyi polis
Diğerine de kötü polis görevi vererek
Milletin bilmem kaç yıl daha başına bela olacak
Devleti yeniden yapılanmayı gerçekleştirdiler
15 Temmuz alaca karanlıktı sonrası zifiri karanlığa dönüştü
15 Temmuz ve öncesinde ülkede yaşanan bazı şeyleri görmek
Bir cemaatin devlet içinde devlet olma yolunda attığı adımları
Görmek hiç değilse toplumun bir kısmı için mümkündü
15 Temmuzdan sonra ise;
İrticai kalkışmayı bir cemaate yükleyerek
Onunda bir kısmıyla mücadele ediyormuş gibi yaparak
Diğer cemaatlerin yaptıklarını gizleyen bir zifiri karanlık ortam yaratıldı
Bu zifiri karanlık ortam
Cemaatlerin rejimle ilgili husumetlerini
Dünya malıyla ilgili tamahlarını karşılarken
Küresel güçlerin Türkiye’ye yükledikleri görevi
Bundan kaç on yıl sonra bile yapabilmesi için
Gerekli olan yapısal düzenlemeyi gerçekleştirdiler
Demem şu ki
1950 deki “Türk baharıyla”
Yaşanan ne ise
1960 darbesi ne ise
1971 muhtırası ne ise
1980 darbesi ne ise
28 Şubat hikâyesi ne ise
15 Temmuz olayı da odur
Sebepleri değişsede sonuçları aynıdır
Yani küresel efendilerin Türkiye’ye ayar vermesi
Not 1; Bu olaylarda
Genelkurmay başkanlarının
Önemli bir rolleri vardır
Olay sonrasında ya birinci adam
Ya da İkinci adam olarak
Sürece katkı vermişlerdir
Not 2; Bu olaylardan sonra
Devletin yapısı üzerinde oynamışlar
Ya anayasayı değiştirerek
Ya da anayasada bazı değişiklikler yaparak
Devletin yönetim şekli konusunda
Köklü değişikliğe gitmişlerdir
Deşikliğe gitmişlerdir
Not 3; Bu olaylar sonunda
Ülkenin geleceğine
Ülkenin insanlarının
Karar verme etkisi
En aza indirilmiştir
Not 4; Bu olayların
Tekrar yaşanmamasının yolu
Türkiye cumhuriyetinin
Fabrika ayarlarına dönmesidir
Bu çerçevede yapılması gerekenler
- Muasır medeniyet mesele hedef alınmalı
- Özgürlük ve bağımsızlık hem iç
Hem dış politikanın esası olmalı
- Türklüğün vatandaşlı esası üzerinden
Tanımlanması anlaşılması sağlanmalı
- Devlet yönetiminde;
Liyakat ve ehliyet ön plana alınarak
Devlet görevlisi kavramı yerine
Kamu görevlisi kavramı yerleştirilmeli
Devletle millet arasındaki
Manevi duvar yıkılmalıdır