Adnan Adıvar da İslam Ansiklopedisi’nde şöyle anlatmıştı: “Halifelik ve imamet gibi konularında İbn Haldun, çok özgür ve bağımsız görüşler açıklamış ve genel olarak hükümette şeriatın mutlak gerekli olmadığını söylemiştir. Eserin çevirisi ve aslı bu konuları içine aldığı için, II. Abdülhamit döneminde, Türkiye’de satılması ve okunması yasak kitaplardandı.”
Şimdi siyasal İslamcılar, İbn-i Haldun’u biliyor da bu görüşünü biliyorlar mı? Ve de en bilmesi gereken bunu bilmiyor mu?
Biliyordur.
Uygulamalardaki bu İslam dışı icraatı bu yüzden rahatlıkla yapıyor
ve rahatlıkla yalan söylüyorlar
Ellerinde iki tane dayanak var.
Bir İbn-i Haldun’un “hükümette şeriatın mutlak gerekli olmadığı” görüşü
(Hükümette gerekli olmayan kamuoyu oluşturmakta ise olmazsa olmaz)
İki Dar-ul Harp şemsiyesi (Her günahı örten bir söylem)
Bu iki dayanak sınrsız yalan söyleme alışkanlığıyla birleşince olanlar oluyor