Türkçe tarih boyunca
Dünyanın farklı coğrafyalarında
Farklı alfabeler tarafından kaleme alındı
Farklı dillerin baskısı altında kaldı ya da bırakıldı
Kendi alfabesiyle kayalara kazıldığı da oldu
Farsçanın, Arapçanın etkisi altında kaldığı da oldu
Zaman geldi Arapça farsça ve Türkçenin karışımından
Aşure tadında yepyeni bir dil yaratma çabaları da oldu
Tarih içinde bu olanlara karşı
Türkçeyi birilerine öğretmek için
Kitap yazma azminde olanda oldu
Türkçeden başka dil kullanılmayacak diye
Ferman yayınlama iradesi gösteren beylerde oldu
Türkçeyi, Farsçanın baskısından kurtarmak için
Türkçe kitap yazılmasını, teşvik edip yazdıranda
Yazılanları Cami kütüphanelerde halka açanlarda oldu
Sonunda biride çıkıp Kur’an-ı Türkçeye çevirdi
Türkçe ezan okuttu. Kıyamet koptu.
Vay din elden gidiyor diye
Oysa meselenin bir din meselesi değil
Bir dil meselesi olduğunu
Ya anlamazlıktan geldiler
Ya da anlamadılar
Anlamadılar ki;
Hangi dilden Allaha yaklaşırsan yaklaş
Allah kulunun meramını anlar
Lakin kulunun Allah’ı anlaması için
Tek seçeneği, bildiği, kullandığı dilidir
Ve o dilin dışında Allah adına anlatılan
Allahın anlattığı değil, Allah adına konuşan
Kişinin, kişilerin anlattığıdır ki
Bu da dini, Allahın dini olmaktan çıkarır
Kulunun dini haline getirir
Temsil misal;
Din adına oluşturulan kurumun başkanı
Kurumunun faizli bankadaki paralarını
Bin yıllar önce indirilen Allahın kelamı
Ya da peygamberinin sözleri üzerine değil
Daha dün muktedirin sarf ettiği sözleri üzerine
Faizsiz bankaya yatırmayı akıl eder