23 NİSAN 1920’NİN YÜZÜNCÜ YILI

23 Nisan Ulusal egemenlik ve çocuk bayramı

Ulus olmanın ve

Egemenliğin sadece ulusa ait olabileceğinin

Bunu sağlamanın yolunun da

Yarınlarımızın teminatı

Yavrularımızın sayesinde olabileceğini

Kendi kendimize ve bütün dünyaya

İlan etmenin bir yolu idi

Kurucu irade böyle düşünmüştü

Biz bu yolu, bu bayramı

Çocuk bayramı diyerek ve

Yaptığımız saçma sapan işleri de

“Çocukça işler” deyip masumlaştırarak

Önce önemsizleştirdik sonra işlevsizleştirdik

23 NİSAN

ULUSAL EGEMENLİK, ÇOCUK VE EĞİTİM

Bir atam sözü diyor ki

“Çocuklar yağmura benzer.

Onları bir kaba koymaya çalışmayın.

Toprak olun”

Bu zamana kadar

İstendik davranışlar

Adı altında

Yağmur olan çocuklarımızı

Şeklini şemailini rengini biçimini

Bizim belirlediğimiz kablara doldurmaya çalıştık

Sonuç ortada

Mutluluk endeksinde

156 ülke içinde

Finlandiya 1.sırada

Türkiye 74. sırada

Bu sevdadan vazgeçelim

Çocuklarımıza toprak olalım

Toprağı yağmurla buluşturalım

Doğa, doğal kaldığında

Ne kadar zengin

Ve cömert olduğunu

Bize göstersin

Dünya cennet bahçesine dönsün

Zaten çocuk kokusu da cennet kokusu değil mi?

MİLLİ İRADENİN MABEDİ

100 yıl önce

Yedi düvele karşı savaşırken açtığımız

Ve açık tuttuğumuz milletin meclisini

100.yılında,

Yedi düvelle beraber

Mücadele verirken

Kapalı tutmaya çalışıyoruz

AZ GİTİK UZ GİTTİK

100 yıl önce meclisi mebusa’nın

Açılış oturumuna

Ülkenin başı

Hastalığını bahane ederek katılmıyordu

100 yıl sonra meclisin 100 yıl kutlamalarına

Meclisin başı bir salgını bahane ederek

Meclise kimsenin katılmamasını isteniyor

Kişisel katılmamadan

Toplumsal katılmamaya

Gelişme budur

İSTİKLAL MARŞI

Ulusal egemenliğin en belirgin işareti

Bayrak ve ulusal marştır

Ulusal egemenliğin

Saraydan ahaliye geçişinin

Yüzüncü yılında, ulusal marşımızı

Meydanlardan balkonlara çekiyoruz

Muhtemelen zamanla

Balkonlardan odalara

Odalarda da kendi kendimize

İçimizden söyleyeceğiz

Yerli ve milli diye, diye

Geri çekilmeyi

2023 değilse bile

2071 e yetiştirmeye çalışıyoruz

ON VE YÜZ YILLAR

Tarihçiler diyor ki;

On yıllar kişiler

Yüz yıllar olaylar üzerinden tartışılır

Biz cumhuriyeti hala

Kişiler üzerinden tartıştığımız için

Cumhuriyetin mabedini Meclisi

Etkisiz elaman noktasına getirdik

Koronalı günlerde, tedbir alıp

İnsanları marketlere sokuyoruz da

Aynı duyarlılığı

  1. Yılında meclis için yapamıyoruz

Yapmıyoruz

Yapmıyorlar

Birileri yapmıyor anlıyorum

Birileri yaptıramıyor anlayamıyorum

Yüzüncü yılında meclis

Kendini inkâr etmiştir

BÖLÜCÜLÜĞÜN DİK ALASI:

EZAN – İSTİKLAL MARŞI AYRIMCILIĞI

Salgın sebebiyle

Kimse ezanını balkonundan okumuyorsa

İstiklal marşını neden balkonundan okusun

Minarelerden yankılansın olmaz mı?

Koronalı günlerde kutlamak durumunda kaldığımız

23 Nisanın 100.yılında

Büyüklerimiz

İstiklal marşının saat 21 de

Balkonlardan okunması fikrini ortaya attı

Bunun üzerine bir kesim insanlarda

Madem öyle

“İstiklal marşı saat 21 de

Camilerden okunsun” dedi

İstiklal marşının

Balkonlardan ya da minarelerden

Okunmasının bir farkı var mı?

Tabi ki var.

Şöyle ki

Balkonlardan okunan istiklal marşı

Bireysel bir girişimdir.

Kişiyi bağlar

Minarelerden okunursa

Toplumsal bir anlam kazanır

Milli birlik ve beraberliğe

Katkı sağlar

İstiklal marşının

Minarelerden okunmasına

Bir engel varmı?

Maddi bir engel olduğunu düşünmüyorum

Ama zihinsel bir engel var ki okunmuyor

Zihinsel engel dediğim de

İstiklal marşının Türkçe olması

Gerçi hatırladığım kadarıyla

İstiklal marşını Arapçaya çevirmişlerdi

Acaba öyle mi okusalar

Milli birlik ve beraberlik

İsteniyorsa milli marşımız

Minarelerden okunmalı

Sanırsam süngü olan minareler birilerine batmaz

MİLLET MECLİS MİLLİ İRADENİN TECELİGAHIDIR

Birinci meclisin

Bir savaşı, meclisi açık tutarak

Ve her bir kararı meclis  marifetiyle alarak

Ve bu kararları zaman, zaman

Meclis üyelerinin birbirleriyle de

Kavga ederek almaları sebebiyle

Başarılı olmuş, bir imparatorluktan

Milli bir devlet çıkarabilmiştir

Milli irade

Emir komutanın değil

Özgür iradenin ürünüdür

Sen sen sen şeklinde eğil

milletin  bireysel tercihlerinin

toplamı sonucu meclise gelen

bu sebeble kararlara

emme basma tulumba misali

el kaldırıp indirerek değil

temsil ettikleri toplumsal iradeyi

bireysel iradeleri marifetiyle

ve toplumsal vicdanı temsil etme bilinciyle

kararlara katılan ya da katılmayan iradedir

Bu gün meclis seçilmişlerin değil

Birilerinin seçtiklerinin onay aldığı

Kişilerden oluşan meclistir

Milli iradeyi değil

Bireye biatı içermektedir

Bu haliyle milleti kucaklaması

Milli iradeyi temsil etmesi

Söz konusu değildir

Bu özelliği ile

Milli değil bireyseldir

Ayrımcıdır ve dahi çıkarcıdır

Toplumsal iradeyi değil

Bireysel iradenin ve o iradenin

Temsil ettiği çıkarlarının takipçisidir

Toplumun sorunlarının çözülmesi

Ülkenin daha yaşanılır hale getirilmesi

Devletin temelinin adalet olduğunun

Hissedilmesinin sağlanması yerine

Seçmenlerinin sorunlarının

Çözülüyormuş gibi yapılması

Ülkenin kedisine biat edenler için

Yaşanabilir hale getirilmesi

Ve adaletin kendi mülkünü koruyacak

Mekanizmaya dönüştürülmesi sağlanır

Böylelikle devlet bireyselleştirilir

Ülke yaşanmazlaştırılır

Millet insan kaçakçılarının

İnsafına bırakılı

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın