Sinan Baykent’in yazısı üzerine
Sezaro-papizm,
“kabaca tasvir etmek gerekirse,
Devlet otoritesinin dinî otoriteyi
Nüfuzu altına alması ve
Bu düzlemde bir yönetim modeli teşkil etmesidir”
Olayın hikâyesi
Paganizm dönemine kadar uzanıyor
Etkisini ilahi dinlerde de gösteriyor
Mesele hangi gücün hangi gücü
Nüfuzu altına alacağı meselesi
İslam tarihinde Emevilerle başlayan
Dini gücün siyasi güç tarafımdan
Kontrol edilmesi meselesi
Farklı renklerde de olsa
Günümüze kadar
Gelmiştir
Bu sürecin
İki önemli aşaması
Emevilerin dini kullanarak
Varlılarını sürdürme süreci ile
Osmanlıların siyasetin dini kontrol ederek
Dine hizmet etmesini sağlamaya dönük çabalarıdır
Tarihin bize gösterdiği gerçeklik çerçevesinde
Cumhuriyeti kuran irade din siyaset ilişkisini
Laiklik kavramı çerçevesinde
yeni bir zemine oturtmaya çalışmıştır
Bu zemin
Sezaro-papizm yerine Sezarın hakkını sezara
Şeklinde özetlenecek bir toplumsal zemindir
Bu zemin tarafların güç kavgası yaparak
Toplumun enerjisini tüketme yerine
Her iki tarafın kendi sınırları içinde
Özgürleşerek topluma pozitif
Enerji vermeyi amaçlamaktadır
Amacın bu olması düşünülürken
Yaşananlar maalesef eski düşüncenin
Yani kimin kimi nüfuzu altına alacağı fikrinin
Yeniden canlanmasına sebep olmuştur
1938 1950 arası siyaset dini kontrolü altında tutarken
Çok partili hayata geçtikten sonra adım, adım din,
Siyaseti kontrolü altına almaya başlamıştır
2002 de devleti ve dini kontrol eden zihniyetin
Aynı olması, din unsurunun ağır basar hale gelmesine
Ağır basan taraf paydaşlarının güç çekişmesine girmesine
Din devlet arasındaki klasik çatışmanın
Dinin farklı temsilcileri arasındaki çatışmaya
Dönüşmesine yol açtı
Aynı yolun yolcularının çıkar çatışması
Kirli ittifakın 15 Temmuz darbesi ile
Ortaya serilmesi sebep olmuştur
Her şey ortadayken yapılması gereken
Kurumlaşmış dini Allahın dini haline getirmektir
Bununda yolu cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönülmesidir