“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.
İlmin ve fennin dışında mürşit aramak
Gaflettir,
Dalalettir,
Cehalettir”
M.Kemal
Samsun‘da
Öğretmenlerle bir araya geldiği
22 Eylül 1924 tarihli toplantıda söyledi bunları
Miladi yedinci yüzyılda
Son kitap, son peygamber
Ve son din indirildiyse ve dahi
Bundan böyle vahi yoluyla
Bilgilendirilme son bulduysa
Bizim sahip olduğumuz bilgi
Allahın sahip olduğu bilgi yanında
Devede kulak kalıyorsa
Devede kulak miktarı bilgiyi
İnsanoğlu çoğaltmak zorundadır
Eğer ki olanları anlamak,
İnsanca yaşamak istiyorsa
Vahiy yoluyla ilahi bilgilendirme
Yedinci yüz yılda son bulduğuna göre
Yirmi birinci yüz yılda, bilgi çağında
Bilgilenme işi nasıl gerçekleşecek
Allahın o sonsuz bilgisinden
İnsanoğlu nasıl nasiplenecek
Sahte peygamberler vasıtasıyla mı?
Gelmesi beklenen mehdi aracı’ylamı?
Yoksa dünya telaşına düşmüş
Şeyhler dervişler hocalar kanalı’ylamı?
Bu çetin sorunun cevabıdır
Atatürk’ün o güzelim sözü
Kuran’a uygundur
İslama uygundur
Sünnete uygundur
İnsana uygundur
Hayatın gerçeğine uygundur
Kuran oku diye başlıyorsa
Defalarca akıl etmezmisin
Düşünmezmisin diyorsa
Peygamberimiz
Bilginin Müslüman’ın
Yitik malı olduğunu söylüyor
Nerede bulunursa alınmasını salık veriyorsa
Hayatta en hakki yol göstericinin
İlim ve fen olduğunu söylemek
Sahte peygamberler
Ne olduğu bilinmeyen mehdiler
Ve cehaletini hamasetle örten
Dinciler yerine bilime sarılmak
İslamlık içinde, insanlık içinde doğru çözümdür