Yugoslav yazar Andriç’in
Drina köprüsü romanından
Bir alıntı yapmıştım geçen yıl
Yazar diyor ki demiş
Şu cümleyi kullanmıştım
“sıradan insanlar bir kez ölür
Oysa bir eser bırakarak dünyadan ayrılanlar
İki kez ölür. İlki bedenleri bu dünyadan ayrılırken
İkincisi ise bırakmış oldukları eser yıkıldığında”
Bu yıl bir kalkışmayla karşılaştık
Bir vahşeti yaşadık
Cumhuriyete yönelik bir tehdit
Karşısında Türk milleti
Aynı “gençliğe hitabede” denildiği gibi
Birinci vazifesinin
Cumhuriyeti korumak olduğunu
“Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyetİ müdafaa mecburiyetine düşerse,
Vazifeye atılmak için, içinde bulunduğu vaziyetin
Imkân ve şerâitini düşünmeyeceğini! “…
Tankların altına yatarak dünya âleme gösterdi
Türk gençliği atasının bir kez daha ölmesine
İzin vermediğini, vermeyeceğini ispat etti
Atasının benim en önemli eserim dediği
Cumhuriyete sahip çıktı
Ben Türk gençliğinin
Atasının ikinci emrini de yani;
“muasır medeniyet seviyesinin
Üstüne çıkmak ”
Hayalini gerçekleştirmek için
“hayatta en hakiki mürşidin ilim”
Olduğu gerçeğine sarılarak
Bilimin ve bilginin peşinden koşacağına
Cumhuriyeti sadece korumak değil
Onu yüzüncü yılında
“muasır medeniyetin efendisi”
Konumuna getireceğine inanıyor
Bunun için muhtaç olunan kudretin de
“Damarlarındaki asil kanda” olduğunu
Bildiğini düşünüyorum.
Bu inançla atamızı
Aramızdan ayrılışının 78 yılında
Atam “emanetin ve idealin”
Emin ellerde diyerek
Rahmet ve minnetle anıyorum