İbrahim Karagülün
“Selçuklu’nun kuruluş dönemindeyiz.
Osmanlı’nın kuruluş dönemindeyiz.
Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeyiz” diye yazdım.
Bugün Türkiye, Selçuklu-Osmanlı-Cumhuriyet dönemi
Siyasi sürekliliği üzerinden yeni bir yükseliş döneminin başındadır”
9.5.2018 tarihli yazsı üzerine
TÜRKİYE TARİHİ ÜZERİNE ÜÇ BEŞ LAF
“Türkiye tarihi”
Denilen tarihin çizgisi budur.
Türkiye denilen
Anadolu topraklarında:
Coğrafya aynı.
Millet aynı.
Muktedir muhtelif.
Muhtelif muktedirler içinde;
Hanedanlar var.
Kınık-Selçuklu-Selçuk Bey
Kınık -Anadolu Selçuklu-Süleyman şah
Kayı – Osmanlı-Osman Bey gibi
Cumhuriyet var;
Oğuz-Anadolu-Atatürk gibi
Ortada iki hanedan
Ve sonrası milli irade var.
Millet var.
Boy, hanedan değil
Oğuzlar var, Türk var.
Türkiye tarihi denilen
Bu çizgi aslında Türkün
“Tarihten önce vardık.
Tarihten sonra varız.”
Dayatmasıdır.
“Devleti ebed müddet”
“Cihan hâkimiyeti mefkûresi”
“Kızılelma” idealinin
“Muasır medeniyet”le
Ebedileştirilmesidir.
Türkün, tarih çizgisinde
Sonu gelmeyen
Ve gelmeyecek olan
Yürüyüşünün ayak sesleridir.
1071-2018 çizgisi içinde
Selçuklu-Osmanlı-Türkiye cumhuriyeti
Siyasi olarak, rejim olarak
Farklılıklar gösterse de
İktisadi ve içtimai tarih açısından
Bir devamlılık gösterir.
Bu devamlılık içinde;
Moğol istilası
Beylikler dönemi
Fetret devri
Mondros sonrası yaşanan işgal yılları
Ve NATO sonrası dönem
Arızalı dönemlerdir
Her birinin kendine göre
Sebepleri vardır.
Araştırılmalı,incelenmelidir.
Sebepler ne olursa olsun
Türk milleti bu arızaları
Her defasında
Def etmenin yolunu bulmuş
Bu arızalı dönemleri
Atlattıktan sonra
Her defasında yeniden
ve daha güçlü olarak
Yoluna devam etmiştir.
Enseyi karartmanın anlamı yoktur.
Lakin sorunun parçası olanlardan,
Sorunun çözümünü beklemekte abestir.