Akkuyu’da Türkiye’nin ilk nükleer santralinin temeli
Sanal ortamda atıldı.
–Hem de kendi komünistlerimizi
Kendi okullarımızda okutmama iradesi gösterdiğimiz
Ve bunu alenen ilan ettiğimiz bir zamanda.
Ama takdiri ilahi
Tam bunlar yaşanırken
Moskof’un komünistlerine teslim olduk.
Demek ki neymiş
Elin komünistine muhtaç olmak istemiyorsan
Kendi komünistlerinin okumasına elleşmiyecekmişsin–
Konuya dönelim
Temel sanal, ama santral gerçek..
Karşı görüşler, itirazlar, istemezükçüler
Çevreciler…
Olay ne?
Doğru nerede?
Haklı kim?
Karar vermek mümkün değil.
Mümkün olan, olması gereken
Bugün olanlarla yarın olacaklar arasında
Gerçeklerin hâkim olduğu bir zemin yaratmaktır.
Bu gerçek devletin beka
Milletin refah sorunudur.
Bilinmelidir ki olay maliyet savaşlarının
Ana konusu olan enerji olayıdır.
Enerji denilen kapitalizmin hayat suyunun
dünyadaki toplamının %68’ini bir milyar insan,
%32’sini ise geriye kalan beş milyar insan kullanıyor.
Burada isteyen Necip Fazıl’ın konuyla ilgili mısralarını mırıldana bilir
Tablodaki altmış sekizin kimler
Otuz ikinin kimler olduğunu söylemeye gerek yok
Hangi coğrafyaları kimlerin mesken tuttuğunu
Hangi coğrafyalarda at koşturduklarını söylemeye de gerek yok.
Bilinen enerji kaynaklı “maliyet savaşlarının”
Bir başka bilineni de
Bu enerjinin fosil yakıt denilen;
Kömür.
Petrol.
Doğal gazdan elde edildiği.
Bunların en kabadayısının
Ömrünün de 200 yıl olduğudur.
Şöyle bir düşünce sahibi değiliz.
Taş devrinin, taş bittiği için bitmediğini biliyoruz.
Bir şeylerin bitmesini beklemek gerekmiyor
Beklenmiyor da
Fosil yakıt yerine,
Alternatif enerji arama üzerinden bir gelişme yaşanıyor.
Nükleer enerji bunlardan biri…
En bilineni, en tehlikelisi, mazisi en kötü olanı
Dünyada şu anda
31 ülkede aktif 437 nükleer reaktör bulunurken,
14 ülkede 68 nükleer reaktörün de inşaatı devam ediyor.
Bu 2000’li yılların rakamı
Rakamlara takılmamak lazım, oranlar daha önemli
şöyle ki;
Bu nükleer reaktörlerin otuz bir ülkede olmasına bakmayın.
Yarısı sadece üç ülkede, ABD de Fransa da, Japonya da
Diğer yarısı ise, yirmi sekiz ülkeye birli ikili serpiştirilmiş.
Necip fazıl mısralarına devam…
Biz o yirmi sekiz ülkenin içinde yokuz
Fosil yakıtımız mı varda bunda yokuz.
Hayır. Oda yok
O halde.
Nükleer santral, nükleer enerji, nükleer fizik
Görüldüğü gibi olay sadece enerji değil.
Olay aynı zamanda bir teknoloji
Olayın içine dalmadığınız da
Tıb da
Endüstride
Temel bilimlerde geri kalıyorsunuz
Bu yüzden nükleer reaktör konusuna
Olmalımı Olmamalımı şeklinde değil
Olmalı.
Ama, nasıl olmalı şeklinde yaklaşılmalıdır.
Faydaları geçelim…
Zararları göz önünde tutularak
Yatırımlar ele alınmalı, şu başlıklar cevaplanmalıdır.
1- Atıklar ne olacak, reaktör nerede kurulacak?
Bu konuda çevreciler tatmin edilmelidir.
2-Kullanılan teknoloji yeterlimi?
Uygulanan teknoloji mevcut teknolojilerin en iyisi mi?
Çernobil kazasını ülkemize taşıyıp taşımadığımız konusunda
bilim insanlarımız ahalimizi tatmin etmelidir.
3-Savaşın ve terörün ve dahi paralel yapılanmanın
Yarattığı endişeler mutlaka giderilmelidir.
Ayağımıza sıkıyor olmayalım.
4-En önemlisi bu yatırımın
Bir “Anadol” bir “Tofaş” mantığında
Yürütülüp yürütülmeyeceği konusudur.
Bu teknolojinin tüketicisi mi olacağız
yoksa üreticisi olma ihtimalimiz var mı?
Seksen milyonun her kademedeki ferdi bu
Konularda ikna edilmelidir.
İkna odalarında hamasetle değil,
Demokratik ortamda işimle irfanla