İSLAM VE ZAMAN

Kaç zamandır bir meczup

-Ki meczuplardan o an görünenidir-

Kaç zamandır saçmalamadığı konu kalmadı

Dinden sorumlu kurum

Diyanetin gıkı çıktımı?

Çıkmadı.

Akademik çevreler konuştu mu?

Konuşmadı.

Yandaş basın konu hakkında

Uzmanlarını tartıştırdılar mı?

Tartıştırmadılar

Ne zaman ki muktedir çıktı ve

“Çünkü İslam’ın güncellenmesinin

Gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar.

İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır.

Siz islamı 14 – 15 asır öncesi hükümleriyle

Kalkıp da bugün uygulayamazsınız.

Böyle bir şey yok.”Dedi

 Önce diyanet,

Diyanet İşleri Başkanı,

“Toplumu ve kadınları rahatsız edecek

Tartışmalara itibar edilmemesi gerektiğini” söyledi.

 Ardından, akademiklerin dili çözüldü.

“Yolu asla ülkemizin örgün dini eğitim kurumlarından geçmeyen,

Selefi anlayıştan beslendikleri anlaşılan

Ve kendi göreceli fikirlerini tekfirci bir söylemle

Mutlak hakikat olarak sunmaya çalışan bu kişiler

Asla bu ülkenin dini anlayışını temsil edemezler.”dedi

 

Anladık ki kurumsal İslam, Allah için değil

Muktedir için konuşmayı tercih ediyor.

Allahın dininin sesi olmayı değil

Muktedirin söylediklerinin tasdikçisi olmayı yeğliyor

 Emevicilikte  tam budur..

.

 

GÜNCELLEME

EMEVİLER 661-750

 

“İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslam’ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız.”ERDOĞAN

 GÜNCELLEME, REFORM, MÜCEDDİD

“İslam’ı 14 asır öncesi hükümleri ile

Bugün uygulayamazsınız.” Cümlesi

“Güncelleme” kelimesinin

Arkasından kurulduğunda insan

Kelimenin:

Tecdid mi,?

İhya mı?

Yoksa ıslah kelimesinin karşılığımı

Kullanıldığını merak ediyor.

Malum

Tecdid: Yenileme

İhya: (bir şeyi) eski biçimine, eski durumuna getirme, yeniden canlandırma, diriltme.

Ya da

Çok iyi duruma getirme, geliştirme, güçlendirme

Islah: daha iyi duruma getirme, düzeltme, iyileştirme.

Ya da.

Bir hayvan ya da bitki türünden daha iyi verim alabilmek için yapılan işlem.

Anlamına geliyor.

Nokta

Bütün mekân

Bütün zaman

Bütün insanlara indirilen dini

Belli bir zaman, sınırlı bir mekân

Ve sadece biat eden insanların dini haline getirirseniz

Güncellemeden de; daha iyi verim almayı düşünürsünüz.

Olmadı eski durumuna getirmeyi düşünürsünüz

Ama asla yenilemeyi düşünmezsiniz

Düşünseniz de,

Neyi güncellemeniz gerektiğini bilemezsiniz

GÜNCELLEME

Güncelleme ya da

İçtihat kapısının açılması

İslam la ilişkisi kitaplarla ilişki

Seviyesinde olan benim gibi birinin

Bu konuyu yazması deli cesareti

Ama

Anlaşılmak üzere indirildiğini defalarca tekrarlayan

Ruhban sınıfını asla kabul etmeyen bir dinin

Bir konusu hakkında düşüncemi söylemem

Kullarının hoşuna gitmese de

Rabbimin hoşuna gider diye düşünüyorum

Güncelleme hakkındaki düşüncem şu;

Güncellenmesi gereken

Kuran ya da hadis değil

Müslüman’ın zihniyetidir

Kafasının değişmesidir

Müslüman:

Bütün zamanlara

Bütün mekânlara

Bütün insanlara

İndirilen dini,

Belli bir coğrafyaya

Belli bir zamana

Ve bilinen bazı insanlara

İndirilmiş gibi düşünmekten vaz geçmeli

Bu çerçevede;

Dünyanın coğrafya olarak

Dünkü dünya olmadığı

Artık dünyanın küçük bir köy ölçeğinde olduğu

Zamanın bu coğrafyayı fethetme zamanı değil

Bilinmeyenleri keşfetme zamanı olduğu

İnsanlarında uçsuz bucaksız bir coğrafyada

Birbirinden habersiz yaşamadığı

Dar bir alanda birbirlerine dokunarak yaşadıkları bilinmeli

Bu bilinenlerin, bilinmesi sebebi ile

Yapılması gereken, kuranı güncellemek değil

Kuranda bu gerçeklere dokunan

Ayet ve hadisleri gündeme getirmektir.

Temsil misal;

Coğrafi fetihlerle gelişme çağının;

Fetih fatih gaza şahadet gibi ayetlerin yerine

Keşiflerle ilerleme çağına uygun

“İnsanın cahil ve zalim” olduğu

Gerçeği çerçevesinde

Oku, kalem, akıl etmezmisiniz

Hiç düşünmezmisiniz ayetleri ile

Bilimin Müslüman’ın yitik malı olduğu

Âlimin mürekkebinin, şehidin kanına denk geldiği

Gibi hadislerin gündeme getirilmelidir

 

Hâsılı yapılması gereken Kuranı değil

Müslüman’ın zihniyetini güncellemesidir

Yoksa içtihat kapısının önünde

Kuranı güncelleme zihniyeti ile çok bekler

Beklerken de zamanın getirdiği

Sorunların altında birbirimizi yeriz.

Durmak yok yola devam mı?

Yoksa: “Siz hiç düşünmezmisiniz”

Ayeti çerçevesinde durup tefekküre dalmak mı?

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın