KÜRTLERLE DANS

Bu iki millet

bin yıldır bu topraklarda dans ediyor.
Yerel melodiler çalındığında

ortaya görsel olarak ta,

duygusal olarak ta güzel şeyler çıkıyor.

ne zaman ki müziğin ritmi değişiyor,

adı değişiyor

icra edeni değişiyorsa

ortaya bir huzursuzluk çıkıyor.

Ritim bozuluyor,

uyum bozuluyor,

kavalyeler birbirinin ayağına basmaya başlıyor.

Haliyle ne görsel ahenk kalıyor,

nede duygusal haz.

 

Türklerle Kürtlerin

bu dansına katkıda bulunan

yerli müzik şeflerinin

dansçıların bu özelliğine dikkat etmeleri gerekmektedir.

Yerli parçaları çalmalılar.

Belki ritmi farklı,

sözü farklı

bestecisi farklı olabilir

ama yerli olmalı,

bu toprakların,

bu insanların kültürünün bir parçası olmalı.
Bu hassasiyet göz önünde bulundurulduğunda

görülecek ki

görsel

ve duygusal uyumu bozan

kavalyeler değil:

yani Kürtler değil,

Türkler değil.

dans edilen mekanda değil:

 

bütün zorluklarına rağmen bu pist bize

bin yıldır dans etmemizi sağlıyor.

şekilsizliğine rağmen.

çekemeyen gözlerin üstünde olmasına rağmen,

pistin dışında bir yığın yosmanın

ve bir yığın zamparanın

pistin içine girmek için

sudan sebep aramasına

dışarıdan dansı bozmak için

her melaneti yapmasına rağmen.

Müzik şefleri

bu iki kavalyenin

müzik seçimine özen göstermelidir.

 

Bu iki kavalyenin

bu pistte dans etme istekleri o kadar güçlüdür ki

müzik şefleri yanlış müzik çalmaya devam ederse

kavalyeler birbirinin ayağına basmayı bırakıp

sanırım müzik şeflerinin üzerine yürüyecekler.

Bin yıl daha dansa devam edebilme adına

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın