DÖRT GÜNÜN HİKÂYESİ

26 ağustos 1071

30 ağustos 1922

Bir coğrafya

İki zafer

İki kahraman

851 yıl 4 gün arayla

Açılan ve kapatılan bir kapı

Anadolu kapısı

Büyük Taarruzla bu kapının

Yedi düvele kapatıldığını

Düşünüyorduk. Öyle değilmiş

Yaşayarak gördük ki önce küresel güçler

Sonra uzak yakın komşu ve akrabalar

Ve daha da sonra ümmeti Muhammet

Anadolu’ya doluşuyor.

Neden?

Nedeni şu

Tarihi bilim alanı olarak değil

Hamaset konusu olarak gördük

Hamasete kendimizi o kadar kaptırdık ki

Malazgirt zaferinin Türk’e kanla irfanla

Kuracağı vatanın kapılarını açan

Bir zafer olduğunu unuttuk

Kazanılan toprağı vatanlaştırma yerine

Parselleştirerek, inşaatla, hafriyatla

Ranta dönüştürmeyi millilik sandık

Yaşadığımız gerçekliğin sebebi bu

Bu yaşananlardan ders çıkarabildik mi?

Hayır, Hala her 26 ve 30 ağustosta

Vatan diyor millet diyor Sakarya diyoruz

Vatan; hamasetin vatanı

Konuştukça altımızdan kayıyor

Millet; hamasetin milleti

Konuştukça vatanı terk ediyor

Sakarya ise, aynı Sakarya

Yüzüstü sürünmeye devam ediyor

Sonuç

Bu elim durumun telafisi

Tarihi olay ve kişileri

Hamaset konusu olmaktan çıkarıp

Tarih sosyolojisinin konusu haline getirmek

Mümkün mü?

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın