ZELZELE

Şili de deprem oluyor.

7.4 şiddetinde can kaybı sıfır.

Türkiye’de ise 6 şiddetindeki depremde can kaybı 57-51-41 yani inşallah.
(İnşallah in açılımı şu:

Depremden sonra hükümet can kaybını 57 olarak açıkladı

sonra 51 e düştü

sonunda 41 denildi.

deprem gündemde kalmaya devam ederse

sayı korkarım 31 ..21..11 ve sıfır olacak

ve devlet televizyonu

depremin olmadığını

olayın Ergenekon tertibi olduğunu açıklayacak.)

 

Biz konumuza dönelim.
Deprem konusunda

özellikle neyin öldürdüğü tartışmasının

klasik cevapları vardır.

Misal deprem öldürmez
peki ya ne öldürür?
Binamı?
Zemin mi?
yoksa

zihniyet mi öldürür?

 

Son iki depreme baktığımızda(Türkiye ve Şili örneği):
deprem,
bina,
zemin her iki ülkede de aynı olduğuna göre

geriye bir tek zihniyet kalıyor.
Çünkü Şili deki zihniyetle

Türkiye’deki zihniyet arasında fark vardır.
Şili depremi ve insanı önemsemiş,

tedbir almış sonuç:

7,4 şiddetindeki depremde can kaybı sıfır.

Ya bizde?
Biz olayı istismar etmişiz.
Deprem olmuş deprem vergisi koymuşuz.

Bu vergiden milyarlar toplanmış( 24 milyar)

ama hala insanlar kerpiç evlerde oturuyor.

En basit sallanmada onlarca can veriyoruz.
Kimse sormuyor bu toplanan vergiler ne oldu diye.
Borç mu ödeniyor?
Eşe dosta kredi olarak mı gidiyor?
Teğet geçen ekonomik krizin finansmanı için mi kullanılıyor?
Köydes projesi çerçevesinde

köyün yollarını taş döşeyip

insanların nasıl evlerde oturduğuna bakmayarak

günü kurtarıp milletin geleceğini mezara mı gömüyor?
Önemli değil.
Vergiyi veren sormuyor.
Toplayanda hatırlamıyor.

Deprem oluyor,

insanlar can veriyor,

paraları toplayan

ve milli irade diye, diye sağa sola çalım atanlar,

milli iradenin karşısına geçip başınız sağ olsun diyor.

Millette bir telaş bir heyecan var ki.

Ve ağzından

“Allah sizi başımızdan eksik etmesin” s

özleri dökülüyor.

İnsanın âmin diyesi geliyor ama.

Biryanda Hazreti Ömer’in:

Nil in kenarındaki kuzudan kendini sorumlu tutması geliyor aklıma.

Diğer yandan milli irade diye yola çıkanların

millete hizmeti etmeleri gerekirken

milleti kendilerine hizmet ettirdikleri gerçeği üşüşüyor başıma.

“Allah müstahakkınızı” versin diyorum.
Millete de,

milletin iradesini kullananlarda.
Âmin

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın