ALLAHLA ALDATANLAR ALLAHI ASLA ALDATAMAZLAR.

Demokrasiyi bir araç olarak gören bu aracı,

Allah’la aldatarak kullananlar bir şeyi gördü;

Allah’la aldatanlar Allah’ı asla aldatamazlar.

 

08.09.09 tarihinde Trakya’da başlayan şiddetli yağmur

9.09/09 tarihinde İstanbul’u vurdu.
İstanbul göle döndü.

Her yer tarumar oldu.

Otuz küsur insan hayatını kaybetti.
O İstanbul ki

mega kent.

Kültür başkenti.

Sayın Erdoğan’ı başbakanlığa,

bürokratlarını da bakanlığa taşıyan kent.

O İstanbul ki son yirmi yılda yapılanlarla efsaneye dönüşen,

bir şehir efsanesi.

Herkeslere yerel yönetim başarısı olarak anlatılan

algılanan, ülkenin başkenti yapılmaya çalışılan şehir.

09.09.09 da bakıldı ki her şey hayalmiş

her şey bir göz yanılmasıymış.

Bu simülasyonu ortaya çıkaranda

ne aydınlar,

ne basın,

nede rakip siyasiler.

Onlar hala sırrı çözülmemiş bir esrarın etkisinde.
Simülasyonu ortaya çıkaran mazlumun ah’ı.

Hani denir ya “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste, aheste”
tamda öyle oldu.

Dini bir hizmet alanı olarak gören,

Islama bin yıldır hizmet etmeyi,

bir ibadet kabul eden milletin evlatlarının ahı,

Dini bir istismar alanı kabul eden

ve bu yolla

mal- mülk,

şan-şöhret,

itibar-makam kazanan milletin

foyasını bir günde ortaya çıkardı.

 

Mazlum millet:

Ekonomik açılım adı altında,

Kürt açılımı adı altında,

Ermeni açılımı adı altında

ve daha önemlisi

ılımlı İslam adı altında

dün uğruna kavga verdiğimiz,

uğruna mal ve can feda ettiğimiz

değerlerin bir, bir elden gittiğini gördüğünde rabbine;

“Ben hakikaten mağlubum.

Artık intikamımı sen al diye dua etti. “(El kamer 10. Ayet)

Bu dua rabbimin katında kabul gördü

 

“Bunun üzerine bizde şarıl, şarıl dökülen bir suya

gök kapılarını açtık” (El kamer 11. Ayet)

 

denilerek cevap verildi

 

İstanbul’u sel aldı

 

09.09.09 Cuma günü Cuma namazında

başbakanında bulunduğu caminin imamı

cuma hutbesinde

“Hep rahmet olarak, rahmetini gösteren Mevla’mız

eğer bir noktaya yağmur indiriyorsa

buda düşünülmelidir “ diyor ve

İnsanlar elleriyle ve işledikleri yüzünden

karada ve denizde fesat çıkar “ayetini” hatırlatıyor.

 

Ümit ederim referansının İslam olduğunu söyleyerek yola çıkanlar,

Bu yaşananlardan sonra

ABD ve AB den aldıkları yol haritalarını gerçekleştirmek için

bu millete daha fazla zulüm yapma niyetinden vazgeçerler.

 

Ümit ederim bu yaşanan felaketten

kendilerine bir nasihat çıkarırlarda

yarın ev ödevini göstermek için gidecekleri ABD deki yöneticilere

“Van minüt” deme basiretini gösterirler.

 

Ümit ederim kendilerine verilen ödevlerini yapmayarak

ABD ye mahcup olurlarda;

millete ve Allaha karşı mahcup olmazlar

Ümit ederim.

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın