Mekânı
Sınırlamalardan
Yasaklardan
Ve yasaklamalardan uzak
Çalışmaların “emir komuta”
Zinciri içinde yapılmadığı
Sıralarının
Tren katarı gibi
Arka arkaya dizilmediği
İnsanların
Birbirlerinin sadece sırtını gördüğü
Ve sadece arkalarından konuşulabileceği
İzlenimi yaratan oturma düzeninden uzak
Derslerin
Zille başlayıp bitmediği
Giriş zilinin zulüm
Çıkış zilinin yarı özgürlük
Olarak görülmediği
Ve herkesin ders süresince
Tedirgin olmadığı ve edilmediği
Müfredatın
İnsanın
“cehaletini keşfetmeye”
Ve kendini
İlmi hür
Vicdanı hür
Ve irfanı hür
Birey olarak
Geliştirmeye yarayacak
Konulardan oluştuğu
Sınavların
İnsanları kategorize etmediği
Bir ölüm kalım meselesine dönüşmediği
Sadece “cehaletini keşfetmede”
Ne kadar “yol” alındığının
Tespitine yaradığı
Öğretmenin
Öğretme ya da bilgi yükleme
Ya da terbiye etme
Gibi ulvi görevleri
Kendine atfetmediği
Basit olarak
Cehaletini keşfetmeye çalışan
“İnsan yavrusunun”
Teşvikçisi olduğu
İdarecinin
İdare etmediği
Ahkâm kesmediği
Görevinin kendisini
O makama getirenlerin
Borusunu öttürmek değil
Kurumunun ürettiği hizmette
Eksik kalan ya da aksayan
Taraflara payanda olmak olan
Bir “hizmet eri” olduğunun bilincinde olduğu
Hizmetlisi
Okul personelinin tamamının
Memurunun
Kendi işimi kendim yaparım
Edasındaki çalışanlarının olduğu
Cehaletini keşfetme yolunda
“Sağlam kafa sağlam vücutta” bulunur
Özlü sözünün doğruluğuna inanmış olarak;
Sağlam kafanın “düşünen” kafa
Olduğunun bilincinde
Sağlam vücudun ise sağlıklı beslenmeden
Ve bilinçli spor yapmaktan geçtiğini bilen
Bu bildiklerini “davranış özellikleri”
Haline getirilmesine imkân sağlayan
Her şeye sahip olan
Bir okul özlüyorum.
Çok mu?
Ellerde var.
Bizde yok mu?