NASIL BİR OKUL İSTİYORUM

Mekânı

Sınırlamalardan

Yasaklardan

Ve yasaklamalardan uzak

Çalışmaların “emir komuta”

Zinciri içinde yapılmadığı

 

Sıralarının

Tren katarı gibi

Arka arkaya dizilmediği

İnsanların

Birbirlerinin sadece sırtını gördüğü

Ve sadece arkalarından konuşulabileceği

İzlenimi yaratan oturma düzeninden uzak

 

Derslerin

Zille başlayıp bitmediği

Giriş zilinin zulüm

Çıkış zilinin yarı özgürlük

Olarak görülmediği

Ve herkesin ders süresince

Tedirgin olmadığı ve edilmediği

 

Müfredatın

İnsanın

“cehaletini keşfetmeye”

Ve kendini

İlmi hür

Vicdanı hür

Ve irfanı hür

Birey olarak

Geliştirmeye yarayacak

Konulardan oluştuğu

 

Sınavların

İnsanları kategorize etmediği

Bir ölüm kalım meselesine dönüşmediği

Sadece “cehaletini keşfetmede”

Ne kadar “yol” alındığının

Tespitine yaradığı

 

Öğretmenin

Öğretme ya da bilgi yükleme

Ya da terbiye etme

Gibi ulvi görevleri

Kendine atfetmediği

Basit olarak

Cehaletini keşfetmeye çalışan

“İnsan yavrusunun”

Teşvikçisi olduğu

 

İdarecinin

İdare etmediği

Ahkâm kesmediği

Görevinin kendisini

O makama getirenlerin

Borusunu öttürmek değil

Kurumunun ürettiği hizmette

Eksik kalan ya da aksayan

Taraflara payanda olmak olan

Bir “hizmet eri” olduğunun bilincinde olduğu

 

Hizmetlisi

Okul personelinin tamamının

Memurunun

Kendi işimi kendim yaparım

Edasındaki çalışanlarının olduğu

 

Cehaletini keşfetme yolunda

“Sağlam kafa sağlam vücutta” bulunur

Özlü sözünün doğruluğuna inanmış olarak;

Sağlam kafanın “düşünen” kafa

Olduğunun bilincinde

Sağlam vücudun ise sağlıklı beslenmeden

Ve bilinçli spor yapmaktan geçtiğini bilen

Bu bildiklerini “davranış özellikleri”

Haline getirilmesine imkân sağlayan

Her şeye sahip olan

Bir okul özlüyorum.

Çok mu?

Ellerde var.

Bizde yok mu?

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın