Ülkemizde temel meselelerden biride
beklide en önemlisi kavram kargaşasıdır.
Bu anlamda en büyük kargaşa
şu anda milli irade kavramında yaşanmaktadır.
Biryanda kazanılan seçimle milli iradeyi temsil ettiğini söyleyen iktidar,
sınır tanımaz iktidar hırsını bu kavram arkasına saklarken,
diğer yandan muhalif olanlar bunun doğru olmadığını haykırıyor.
Bu hengâmede sanırım her aklı başında aydın
kendi kendine şu soruları sormalıdır
Milli irade nedir,
şartları nelerdir?
Seçmen iradesi nedir,
şartları nelerdir?
“Ulusça kullanılan ve hiçbir gücün etkileyemeyeceği kuvvet,”
dil kurumu böyle tanımlıyor.
Ulusça dediğine göre,
ulusal egemenliğin bu özellikleri karşılayacak şartlarının da olması gerekir.
Bu şartları:
1-Milletin tamamına aittir
2-Zamanla sınırlı değildir.
3-Her şeyin üstündedir ve herkesi bağlar.
Bu çerçevede baktığımızda ANAYASALAR
milli iradeyi temsil ederler.
Çünkü millet tarafından kabul edilmişlerdir.
Herkesin her şeyin üzerindedir.
Geçerliliği zamana bağlı değildir.
Velev ki değiştirilecekse
gene ulusun tamamı tarafından
ve ya büyük çoğunluğu tarafından aynı şartlarla değiştirilir.
Seçmen iradesinde ise
bölünmüş milli iradedir.
Millet, iradesinin bir bölümünü
bir partiye
ülkeyi yönetsin diye verirken
bir bölümünü de bir başka partiye
iktidarı denetlesin diye verir.
Seçmen iradesinin milli iradenin aksine
bir zaman sınırı vardır.
Seçmen iradesi her şeyin üstünde değil
anayasanın altındadır
ve iktidarlar belirli bir süre için
anayasa çerçevesinde ülkeyi yönetmek durumundadırlar.
Milli irade ile seçmen iradesini birbirine karıştırırsanız,
bu karıştırmada art niyet yoksa seçimden döner.
Ama art niyet varsa, o zaman ister milli irade,
ister seçmen iradesi olsun fark etmez.
Halkı kaale alan demokrasiye veda,
totalitarizme merhaba deriz.
Bu ülkenin aydını,
cahili,
sanatçısı,
siyasetçisi,
işvereni,
iş alanı
herkes bu ikili arasındaki ince çizgiye özen göstermelidir.
Eğer demokrasi diye bir endişemiz varsa
Yoksa,
zaten yok.
o zaman
Durmak yok yola devam