TEK BAŞINALIKTAN BİREYSELLİĞE

Yolculuk

insanın tek başınalığıyla başladı.

Binlerce yıl,

bazen kendi kendini yedi insanoğlu,

bazen çevresindekileri.

Tam her şeyin kapkaranlık olduğunu düşünmeye başladığında

beraber yaşamanın sırrını çözdü.
Toplumsallaştı

Tek başınalığın zifiri karanlığında

kendi kendini

ve bazen de çevresindekileri yerken,

toplumsallaşarak

kendine bir alaca karanlık kuşağı oluşturmuş

bu kez bazen kendi kendini yerken

sürekli birbirini yemeye başlamıştır.
Zifiri karanlıktan

alacakaranlığa çıkan insanoğlu,

aydınlığa,

“TOPLUMSALLAŞMANIN KURALLAR KOYMAK”

olduğunu anladığında çıktı.

 

Kurallar koyup

bazı özverilerde bulunduğunda

daha çok kazanç

ve daha kaliteli bir hayat sürdüğünü gördü.

Artık insan

“sosyal bir hayvandı.”
Tek başına değildi.
Zaman içinde,

birlikte yaşamanın nimetleri ile

külfetlerini tartıp,

 

nimetleri doruğa çıkardığını düşündüğü an:

İnsanoğlu kendini bireyselliğin içinde buldu.

Bu post modern bir bireysellikti.

Klasik bireyselliğin Çıfıt çarşısı: Kölelikti.
Kölelik:

Bir yalnız insanın,

yalnızlığını artıran beraberliklerdi.

Post modern bireyselliğin gerçeği ise: Robotlaşmaktır.
Robotlaşmak ne ki?
Maddeye tapınmak mı?
Maddeleşmek mi?
Duygudan arınmak mı?
Yoksa insani hasletlerin tek düzeliği mi?

İnsanoğlunun tarihi süreç içindeki davranışları

son noktada bu sorunun cevabını verecek.
İnsanoğlu

modern zamanlarla

ya “birlikte bir” olmanın sırrını bulacak: İnsanileşecek
Ya kalabalıklarda kendini arayarak yok olacak: Robotlaşacak

Biz hangisine talibiz?

 

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın