1. İnsanda anlayış, kavrayış, algılama yetisi.
2. Yaşantıları, öğrenilenleri, bunların geçmişle olan bağlantılarını bilinçli olarak kafada saklama gücü, bellek. Sözlükler böyle açıklıyor zihniyeti
DOĞRU…ÇÜNKÜ…!
Zihin denilen şey,
İnsanın “kolektif davranış” pratiğidir
İnsanoğlunda bu davranış pratiği
Doğuştan getirdiği değerler
Çevreden edindiği alışkanlıklar
Ve en önemlisi
Eğitimle elde ettiği kazanımlardan oluşur
Zihin denilen şey
Büyük oranda sonradan kazanılan değerlerdir
Bir nevi “ne ekersen onu biçersin” hali
Yalnız malum “acemi çiftçiler hariç”
Onlar ektiklerini biçemezler.
Toplumsal zihniyetin oluşumunun temelinde
Bu sebeple temel eğitim vardı
Eğitim denilen şeyde;
İnsanı nasıl gördüğünüz, ona verdiğiniz
Ve ondan ne beklediğinizdir
Bütün bunların sonucu
Verdiklerinizle elde ettikleriniz
Sizi tatmin etmiyor, aksine
Bir sorun yumağına dönüşüyorsa
Ortada bir zihniyet problemi var demektir
Zihniyet problemini kişileri cezalandırarak
Kurumları suçlayarak çözemezsiniz
Problemin çözümü düşünseldir, felsefidir,
Entelektüel bir çaba gerektirir
Bu gün ülkenin bir zihniyet problemi
Olduğu muhakkak.
Kimsenin kimseyi anlamadığı
Sorunların “bize” zarar verdiğinde fark edildiği
Fark edilen sorunların çözümü yerine
Sorunlarla boğuşmanın tercih edildiği
Bir ülkede bir zihniyet inkılâbına ihtiyaç var demektir
Şu anda hâkim zihniyet;
Muhafazakârlaştırılmış bir dinin, Siyasallaştırılarak
Hayatı kurgulayabileceğini düşünen zihniyettir
Bu zihniyetin ülkeyi getirdiği nokta:
Kendi ordusuna kumpas kuranların
Muktedirler tarafından desteklendiği,
Kumpasçıların orduya yerleştirildiği
Sonunda irticai kalkışmanın gerçekleştirildiği
Parlamentonun bombalandığı
Muktedirlerin hayatına kastedildiği
Halkın üzerine tankların sürüldüğü bir ülke
Sorun dediğim ve üç yüz küsur senedir
Sorun yaratan zihniyet bu
Toplumda herhalde hiç kimse böyle bir
Davranış pratiğinden memnun olmaz
Oysa toplum kargaşa değil, sorun değil
Huzur ve refah getirecek bir kolektif davranış
Yep yeni bir zihniyetin hâkim olmasını bekliyor
Böyle bir “kolektif zihniyetin” oluşmasını sağlayacak
Eğitimin “hakiki ilme, ilim zihniyetine”
Dayandırılması mecburiyeti vardır
Bilinmelidir ki;
“Önemli olan, bilginin bizzat kendisi,
Miktarı veya kemiyeti olmayıp
Onun ruhi inkişaf ve fikri tekâmülde oynadığı roldür”
Yani bütün mesele,
Skolâstik eğitimi öteleyip
Eleştirel düşüncenin hâkim kılındığı bir ortam yaratmaktır
Hedef: Dinleyen biat eden ve yapan değil,
Okuyan düşünen eleştiren ve yapan bir nesil
Milli, dini ve insani bütün sorunların çözümü bunda