LYS
Matematik 50 soruda 10.20,: yüzde 20.4
Geometri 30 soruda 4.10,: yüzde 13
Fizik 30 soruda 7.00, : yüzde 23
Kimya 30 soruda 9.52, : yüzde 31
Biyoloji 30 soruda 10.53, : yüzde 35
Türk Dili Edebiyatı 56 soruda 20.12, : yüzde 35
Coğrafya-1 24 soruda 9.88, : yüzde 41
Tarih 44 soruda 12.70, : yüzde 28
Coğrafya-2 14 soruda 5.79, : yüzde 41
Felsefe Grubu 32 soruda 10.85,: yüzde 33
İngilizce 80 soruda 21.34: yüzde 26
TEOG
Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersinde yüzde 78.25;
Matematik’te ise 42,05 başarı ortalamasını yakaladı.
İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük testinin puan ortalaması yüzde 65.08,
Türkçe testinin 60,
Fen ve teknoloji testinin yüzde 56.04 oldu.
İngilizcede 57.60,
Tablodan çıkan sonuçlar;
1-Çocuk eğitim öğretim basamaklarında yükseldikçe başarı düşmektedir
2-Sözel derslerde sayısal derslere oranla göreceli bir başarı söz konusudur
3-Özellikle TEOK’ta en yüksek başarı yüzdesi din kültürü ve ahlak bilgisiyle (%78)
İnkılâp tarihi ve Atatürkçülük dersinde (%65) iken lise ve sonrasında ne oluyor da
Toplumsal aldatmalarda en çok bu iki konu istismar ediliyor. (Din ve Atatürkçülük)
Eğitim denilen şey beşikten mezara kadar devam eden kesintisiz bir süreç ise ki öyle
Bu süreçte bizim eğitim anlayışımız: Bilimsel alanda insanları “yorup” bıkkınlık yaratırken
Sosyal alanda zekânın “rahmani” olmayan şekilde çalışmasına yol açıyor.
Ortada bir sorun olduğu muhakkak
Ama nerede
Eğitimde mi?
Öğretimde mi?
Öğretmende mi?
Yoksa zihniyette mi bir sorun var?
EĞİTİMDİR Kİ-2
EĞİTİM
“Bireyde kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişim meydana getirme sürecidir.“
Mutlak olan değişim;
Bireyin kendi yaşantısı doğrultusunda mı?
Birilerinin istedikleri doğrultusunda mı? Olacak
Not: birileri kim? devlet mi-toplum mu-ailemi-zamanın ruhu mu?
ÖĞRETİM
“Formel eğitim süreci içinde yer alan öğretme faaliyetleridir.”
NOT! Eğitim öğretimi kapsar. Bu yüzden öğretim araç, eğitim amaçtır…
Formel eğitim denilen şey, planı programı olan, binası, kadrosu olan misyonu, vizyonu, ilkeleri olan devasa bir organizasyondur.
Soru aynı. Bu organizasyonda “söz” hakkı kimde
Siyasi partilerde mi, sivil toplum kuruluşlarında mı, devlette mi?
aydınlarda mı olacak?
ÖĞRETMEN
, “Öğretmen öğrenciyi kılavuzlayan kişidir.”
Öğretme kısaca öğrenmeyi kılavuzlamadır.
Kılavuz yol göstermektir.
Öğretmenin “hangi yolu” göstereceğinin belirleyicisi ne?
Ekonomik baskılar mı?
Siyasi baskılar mı?
Mahalle baskısı mı?
Kişisel kaprisler mi?
Mesleki taassup mu?
Zamanın ruhunun baskısı mı?
Hangisi neden?
Yoksa öğretmen “yol” göstermekten vazgeçip
Öğrenmeyi “teşvik” mi etmelidir?
Ki herkes kendi yolunu bulabilsin
Laf ney di
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”
Yoksa değil mi?
