Laf şöyleydi;
“En kötü demokrasi bilen en iyi totalitarizmden iyidir”
Sebebi şu; demokraside muktedir “muhalefet” üretir
Totalitarizmde ise muktedir “düşman” üretir…
Her şey “yeni bir aşkla” sloganı ile başladı.
Unuttukları ise Yakub Kadri’ydi .
Üstat diyordu ki
“bizde aşk ya cinnet ya cinayetle biter”
Bu “yeni aşk” ise hem cinayet, hem cinnetle bitti
Cinayet; Altı ayda iki seçimi
Yüzde kırk ve kırk dokuz gibi rakamlarla kazanan
Milli iradenin temsilcisinin azledilip
Milli iradenin belediye başkanı bile yapmadığı
Kişiyi bir iradenin başbakan atamasıydı
Cinnet ise;
On şu kadar yıldır iktidarda olanların
En övündükleri alanın- inşaatçılık-
Tek temsilcisini “düşük profilli” etiketi ile
Başbakan yapmalarıydı
Bu bireysel cinnetti
Olayın birde
Toplumsal cinnet boyutu vardır ki, o da
1950lerde “yeter söz milletin”
Vaveylaları ile kurtulduğumuz
Hukuki (milli şef, tek parti) kâbusuna
2015lerde fiili (milli şef tek parti)gerçeğine
Kurtuluş olarak sarılmamızdı
Muhtemelen elli altmış yıl sonra
Tekrar söz milletin sloganı ile
İkinci tura şevkle başlarız .
Bu ülkede insanlar hala mehteranların
Her iki adım sonrası sağa sola verdiği selamı
İki ileri bir geri hareket ediyorlar şeklinde algılıyor.
Olsun