DEVLETİ KURAN İRADE İLE
DEVLETİ YÖNETEN İRADE ARASINDAKİ TEZAT
VE…
“Büyük hayaller peşinden koşan,
Yapamayacağımız şeyleri yapar gibi görünen
Sahtekâr insanlardan değiliz.
Büyük ve hayalî şeyleri yapmadan
Yapmış gibi görünmek yüzünden
Bütün dünyanın düşmanlığını,
Kötü niyetini, kinini
Bu memleketin ve milletin üzerine çektik.
Biz Panislâmizm yapmadık;
Belki “Yapıyoruz, yapacağız!”
dedik.
Düşmanlar da
“Yaptırmamak için bir an evvel
öldürelim!” dediler.
Panturanizm yapmadık,
“Yaparız, yapıyoruz!” dedik,
“Yapacağız!” dedik ve yine
“Öldürelim!” dediler.
Bütün dava bundan ibarettir.
Bütün dünyaya
Korku ve telâş veren kavram bundan ibarettir.
Biz böyle, yapmadığımız
Ve yapamadığımız kavramlar üzerinde koşarak
Düşmanlarımızın sayısını
Ve üzerimize olan baskılarını artırmaktan ise
Doğal duruma, geçerli duruma dönelim;
Haddimizi bilelim.
“Bir hoca efendiye
sormuşlar: “–İslâm’ın şartı kaç hocam?” “–Altı!” demiş. “–Hayır, hocam, beş
tane; kelime-i şahâdet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, bir
de hacca gitmek…” “–Eksik biliyorsunuz.” demiş hoca; “Altıncısı da var.
İslâm’ın altıncı şartı; haddini bilmektir!” –
Biz yaşama ve bağımsızlık isteyen milletiz.
Ve yalnız ve ancak
Bunun için yaşamımızı esirgemeden veririz!”
1921 M.KEMAL
Stratejik derinlikten
Değerli yalnızlığa
Emevi camiinde namaz kılmaktan
Avrupa birliğine sığınmaya
Angajman kurallarını uygulamaktan
Rusya’nın uçağı olduğunu bilseydik düşürmezdik’e
Komşularla sıfır sorundan
Çatışma durumu olmayan sıfır komşuya
Sınırlardaki mayınların temizlenmesinden
Sınırlara “minyatür Çin Seddi” çekilmesine gelindi
Bütün bunlar “stratejik derinlik” denen
Bir akademik çalışmanın ülkeyi getirdiği nokta
Aynı çalışma o kitabın yazarını
Dış politika danışmanlığından
Dışişleri bakanlığına
Oradan parti başkanlığına
Oradan da başbakanlığa taşıdı
Dünya mı Mersine gidiyor
Türkiye mi tersine gidiyor
Benim ayakları yere basan yöneticilerim nerde
2015 sonu