Dün-bugün-yarın
Kahraman-lider-başkan
kahramanlık
Kahramanlar dünün” zaman hamallarıdır”
Dün kahramanlar içinde bulundukları toplumları
Bulundukları “zaman diliminden” alır “yarınlara” taşırdı
Dünün toplumsal gerçekleri
Bunu gerektiriyordu
İlla ki yarınlara doğru bir yolculuğa çıkmak istiyorsan
Yarında var olmak istiyorsan
Bir kahramanının olması gerekiyordu ki
Seni yarınlara taşıyabil sindi
Yarınlara kalabilmeyi başaran toplumlar
Kahraman yaratmayı başarabilen toplumlardı
Yaratılan kahramanlar
Ya gerçek kahramanlardı
Yâda sahte kahramanlardı
Gerçek kahramanlar toplumlarını
Yarınlara taşıyanlar
Sahte kahramanlar ise
Toplumlarının yarınlarını çalan kahramanlardır
Bu bir devirdi bitti
Kahramanlık dönemi yerini
Liderlik dönemine bıraktı
Liderlik
Liderler toplumlarını yarınlara taşıyan değil
Yarınlara “yönlendiren” insanlardır
Bu sebeple lider tanımında temel kıstas
Liderin “emir” veren değil
“İlham” veren biri
olması gerektiği gerçeğidir
20.yüzyıla bu gerçek damgasını vurdu
Gerçek liderlere sahip olan toplumlar
Refahı huzuru yakalarken
Emir vermeyi liderlik zanneden
Lidere sahip toplumlar “nal” topladılar
Türkiye bu yüzyılda
Bir olumlu bir olumsuz dönem yaşadı
Olumlu dönem 20. Yüz yılın ilk çeyreğinde yaşandı
Mustafa Kemal ilham veren bir lider olarak
Bir imparatorluğun küllerinden
Milli bir devlet ortaya çıkarıp
Ona “muasır medeniyet” seviyesine ulaşabilme
Hedefini gösterdi
Olumsuz dönem ise
Liderin ölümünden sonra yaşandı
1938 de günümüze kadar
Hep emir vermeyi liderlik zanneden kişiler
Söz sahibi oldu
“Çok partili hayata geçilecek” geç
“Küçük Amerika olunacak” ol
“Barajlar kurulacak” kur
“Liberal ekonomiye geçilecek” geç
Ve son geldiğimiz nokta
“Bacımın başörtüsüne karışılmayacak” karışma
Sonuç
Her bir emir verici liderin döneminin
Sonunda toplumsal “hüsran” yaşandı
Çok partili hayatı sonu “darbelerle”
“Küçük Amerika” olacağız niyeti
“Büyük Teksas”a dönüşerek
“Barajlar krallığı”” yetmiş sente” muhtaç olarak
Liberal ekonomi komutu
Devletin ekonomik varlıklarının “ yağmalanması” ile
Bacımın başörtüsü sloganı
Bütün İslam âleminin
“Kan revan” içinde kalması ile sonuçlandı
Neden?
Bir Amerikalı atam diyor ki
“Kahramanlık kültüründen bahsetmek
Yeni kahramanlar
yaratır”
Biz liderler çağında
Kahramanlık özlemi ve kültürü ile olaya yaklaşınca
Her karşılaştığımız sorunda çözüm için
Bir kahraman arayınca ve ya bekleyince
İlham veren değil emir veren liderlere
Kahraman muamelesi çektik
Kahramanlık kültürünün üzerine
Emir vermeyi liderlik sanan lideri oturunca
Ne kahraman ne lider olanlar
Hayatımıza tırışka’dan kahramanlar olarak
Arz-ı endam ettiler
Ve Türkiye
1938 den bu yana
Bu sebeple bir arpa boyu yol alamadı
Başkan
Bilgi toplumunda
Ama gerçek ama sahte Kahramanlara
Emir veren ve dahi ilham veren liderlere gerek yoktur
Bilgi toplumunun yöneticisi
Toplumunun içinden toplumun bir adım önüne
Topluma hizmet etmek için çıkma cesareti gösteren
Ve arkadan gelen “ben daha iyi hizmet ederim” diyene
Yerini yüksünmeden devredecek fazilete sahip kişidir
Bilgi toplumu bunu gerçekleştirecek
Yönetim şekline sahip olmalıdır
Bu yönetime cevap verecek
Şu anki en uygun
yönetimde demokrasidir
Hangi demokrasi?
Toplumun her kesiminin temsil edildiği
“Milli iradenin” bir “üst iradenin” seçtiği “kişileri “
“Onaylamak” şeklinde
tecelli etmeyen seçimlerle oluşan
Bir parlamenter demokrasi.
Seçimlerin adil, Seçim bütçelerinin
Denetlenebilir olduğu bir demokrasi
Kendini seçen “iradeye”
Çalışmalarının sınırını çizen “anayasaya”
Bağımsız bir erk olarak “yargıya”
Hesap vermeyi bir “zorunluluk” değil
“Sorumluluk” olarak gören bir demokrasi
Zor mu?
Bence şu anki usul daha zor
Düşünsenize bir adam oturup
Kendine biat edecek beş yüz elli adam seçiyor
Kolay mı?
Seçimi bir dert
Seçtikten sora Brutus’lerle karşılaşmak başka bir dert
Anayasaya uymaktansa
Anayasayı kendine uydurmaya çalışmak
Her kaç “on senede” bir “anayasa yapma” çabasına girmek
“Yargıya hesap vermek” yerine “yargının “kendisine”
Hesap vermesini sağlayacak “çabalara” girmek
Ve uykusuz geceler yaşamak
Ya da darbe kâbusları görmek
Zorluğu düşünebiliyor musunuz?
Vallahi ömür törpüsü
Ama
Biz zoru sevdiğimiz için
Kolaya yaklaşmıyor zorda direniyoruz.