Ah anne
“Keşke ben sadece senin öksüzün olsaydım
Ve yalnız senin öksüzün olarak
kırk yıl evvel ölseydimde
Böyle vatan ve tarih yetimi kalmasaydım”
Yüzyıl önce bir vatan dostu
Bu cümleleri yazmış anne
Bugün ben aynı duygular içindeyim
Yüz yıl önce
Süleyman Nazife bu düşünceleri yazdıran
Siyasi,askeri ve ekonomik durum
bugün misliyle mevcut
Ekonomi dediğimiz gerçek
gene dış borç sarmalında
Ne kapıtülasyonumuz
Ne duyun-u umumiyemiz eksik
Siyasetimiz ise
Bir farkla tam yüzyıl öncesi durumda
Yüz yıl önce nasıl bir “İttihat ve Terakki” partisi
var idiyse ve nasıl bu partinin
ne İttihat(birleşme)
Ne Terakkiden(gelişme)
haberi var idiyse
Bu gün de bir “Adalet ve Kalkınma” partisi var
Ve bu partininde ne adaletle
nede kalkınmayla ilgisi var
Nasıl ittihat ve terakkinin
Enver Talat ve Cemal paşaları var idiyse
Adalet ve Kalkınma partisininde
Recep,Abdullah,ve Bülent adında üç paşası var
Asker ise anne
Bir yandan bölücülerle
Biryandan kendisiyle uğraşanlarla mücadele ediyor
Anlayacağın anlattığın masal gibiyiz
Az gidiyor uz gidiyoruz derken
Birde dönüp bakıyoruz ki
Bir arpa boyu yol bile gidememişiz anne
daha kötü olduğumuz nokta ise anne
Yüz yıl önce durum vahim iken
Bu vahamete rağmen toplumsal direnç tamdı
Dost belliydi düşman belliydi
Sorun belliydi çözüm belliydi
Bu gün ise herşey birbirinin içine girmiş halde
Sebebi anne
bu geçen yüz yılda biz
“uyu uyu yat uyu” modunda iken
batının dersini iyi çalışıp
bizim kodlarımızı çözmüş olması
Türk ve İslam
etle tınak gibi idi ya
batı bunu fak etti ve arasına
diken soktu
direnç kaynağımız dinimizi
önce siyasallaştırdı
sonra ticarileştirdi
yetmedi partileştirdi
ve o partiyide kendine ram ederek
Türklüğü tu kaka noktasına getirdi
bizi kurbağa deneyindeki kurbağaya
çevirdiler anne
bizi içine attıkları
ılımlı islam kazanında
yavaş yavaş ısıttılar
ortama alıştırıp gevşettiler
ki son hamlede
sıçramak istesek bile sıçrayamayalım
yüz yıl öncesi gibi
kurtulmayalım kurtulamayalım
ah anne
gerçekten işimiz Allaha
ve hakkın rahmetine kavuşanların
duasına kaldı
yaşayanlardan ümit yok anne