Yeni Türkiye’nin”
Bilinen “çağlar” içinde
Hangi “yüz yılla” örtüşeceğini
Hep düşündüm.
Cevabı 19. Yüz yıl düşünürü
Schopenhouruer’un
“İnsanın Doğası Üzerine”
Adlı çalışmasında buldum.
Ustad diyor ki;
İnsan toplumunun yapısı
Tıpkı iki itki-birbirine zıt
İki kötülük arasında
Gidip gelmekte olan
Bir sarkaç- gibidir
“Zorbalık” ve “Anarşi”
Ustad üçüncü şıkkın olmadığını,
Birinden kaçmanın,
Bizi diğerine yaklaştıracağını anlatıyor.
Ve diyor ki
Üçüncü şık’ kı bulmak..?
Ne münasebet!
Ve ekliyor;
“Kötülük” eşit derecede “kötü” değildir,
“Zorbalık” kabul edilesi bir kötülüktür.
Neden?
Nedenini Ustad
“Zorbalığın” “anarşiye” oranla
Daha az “ürküntü” verdiği
Şeklinde açıklıyor.
Bu bilgiyi
Yaşadıklarımla karşılaştırınca;
Tahtıravellinin bir ucundaki anarşinin
“Analar ağlamasın” kampanyaları ile
Pasifize edilirken,
Zorbalık,
Orduya Ergenekon
Ergenekon’daki ortaklara paralel
Eğitime rotasyon
Basına oto sansür ve ekonomik yaptırım
Şeklinde ortaya çıkıyor
Toplumda ya ustada inandığı ,
Ya da kendini “o” yüz yılda sandığı için
Sesini çıkarmıyor
Zorbalığa “ram” oluyor
Bu fotoğrafa benim bir itirazım
Birde kabulüm var
Kabulüm
Yeni Türkiye’nin
19. yüzyıl felsefesinin üzerine
Oturduğu gerçeği
Niye? sini merak etmiyorum.
İtirazım ise
Üçüncü şıkkın yokluğu düşüncesine
19.yüz yılda olmayabilir di
Ama günümüzde var.
“Anarşiyi “reddeden,
Zorbalığa “pirim” vermeyen demokrasi”
Ha!! biz kaçıncı yüz yıldayız bilen var mı?