Sorun belli. Batı medeniyetinin insansızlığıdır. Çözümde belli insanı merkez kabul eden bir uygarlık..
İki soru var.
1.Şimdi zamanı mı?
2.Nasıl?
Birinci sorunun cevabı evettir. Şimdi zamanı. Hem de tam zamanı. Eğer her yüzyıl kendi uygarlığını beraber getiriyorsa ki getiriyor. Birde tam yeni bir yüzyılın başındaysak yeni bir uygarlık teklifi sunmanın tam zamanıdır.
Yeni bir yüzyıl somut bir gerçek ise bu gerçek bize iki şeyi dayatıyor: Ya yeni bir uygarlık teklif edilecek, yada eski uygarlık kendini cilalayarak ömrünü uzatacak.
Doğru olan yapılması gereken yeni bir uygarlık teklifidir.
Cevabı zor olan soru ise şu. İyi ama nasıl?
Dorukların fethinin öze indikçe gerçekleşebileceği gerçeğinin fark edilmesi ve özün kavranmasıyla olacaktır.
Dünü anlayıp yeniden yorumlayarak, tabir caizse kendi Rönesanssımızı yaratarak gerçekleştireceğiz.
Türk aydınlanmasının geçmişi uzun yıllara dayanır. Lakin şahlanışın tarihi cumhuriyettir. Cumhuriyet döneminde Atatürkün söylediği üç veciz söz bu şahlanışın ve şekillenişin temelidir.
Bunlar:
Muasır medeniyet seviyesi
Yurtta sulh cihanda sulh ilkesi.
Ve
Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Gerçeğidir.
Bir sonraki sayıda konuyu açacağım.