Türkiye cumhuriyeti diyoruz
Türk milleti diyoruz
ve ardından insanlar otuz iki etnik kimlikten söz ediyor
bununla kalmıyor
bazıları ayrılık şarkılarını
silah sesleri eşliğinde dillendiriyor.
Devletin adı coğrafi bir ad olduğu için sorun yaratmıyor da
o coğrafyada yaşayanlar söz konusu olduğunda ,
Türkiyelilik gibi
veya şimdilik iki milletli bir tanımlama gündeme geliyor.
Doğrumu?
Türk kelimesinin isim olarak
güç, kuvvet,
sıfat olarak güçlü, kuvvetli
anlamına geldiği tarihçilerin ortak görüşü.
Peki bu güç veya güçlü,
kuvvet yâda kuvvetli :
bir milletin adımı,
kavmin adı mı,
kabilenin adımı,
uruk adımı, boy adımı, soy adımı, budun adımı?
hangisi?
Doğru cevap
tarihi süreçte yatmaktadır.
Tarihte bilinen
ilk Türk adıyla kurulmuş devletin bilgeleri,
yöneticileri tarihe damgalarını vurdukları
Orhun kitabelerinde şöyle diyorlar.
“Türk milleti!
Ey benim büyük milletimin bütün kavimleri,
Kabileleri, budunları, urukları, boyları, soyları,
Otuz kabileden birikmiş Tatar halkımın,
Dokuz boydan oluşmuş Oğuz halkımın beyleri!
Bütün halkım!
Aziz milletim!”
Devletin adı Göktür.
Milletim dediği ise saydığı sayabildiği herkes.
Adı millet.
Türk milleti.
Türk adıyla kurulmuş
ikinci Türk devletinin adı Türkiye Cumhuriyeti.
Milletin adı Türk milleti.
Devletin kurucusu tarihi süreci bildiği için
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Türk’tür diyor,
“Ne mutlu Türküm diyene” diyor.
Türk kelimesini
bir ırk,
budun,
soy,
nebilim ne olarak değil,
siyasi bir anlam olarak kullanıyor.
Tarihi süreç böyle olmasına rağmen
hala olayı ırk,
hala farklılık,
hala ayrımcılık öğesi olarak kullananlar
ne tarihi süreci biliyor ne tarih bilincine sahipler.
Türk bir ırkın adı değil,
bir siyasi birliğin adıdır ,
ve bu siyasi birliği oluşturup
güçlü devlet kuranların toplamı Türk’tür
Çünkü Türk güçtür kuvvettir.
Gerisi laf.