Bizim tarihçiler tarihi ciddiye alır
Bilmez ki millet ciddiyeti sevmez
Ciddiyete pirim vermez
Çıkın sokağa yüz kişiye sorun
Hoca Nasrettin’ kim
Piri reis ne yapmıştır
Yüz kişi de hocayı bilir, bununla kalmaz
Bir fıkrasını da zorla anlatır
Piri reisi bilmez.
Bildiğini söyleyenlerde
Kızılderili reisle karıştırır.
O halde şimdiye kadar yapılan:
tarih,geçmişte yaşanmış olayları yer ve zaman bildirerek
sebep sonuç ilişkileri içinde anlatan bilim dalıdır.
Şeklindeki tanımdan vazgeçmek gerekir
Yaşanmışlıklara eyvallah,
ama “yer”de ne ki,
“zaman” neyin nesi.
“Sebep” ne,
“sonuç” kim
“Bilim” ne Allah aşkına.
Hangi filmin konusu o
Hal böyleyken sanırım tarihin en iyi tarifi
“Tarih üzerinde uzlaşılmış yalanlar bütünüdür “
şeklinde yapılan tariftir
Herkesin tarihi kendine
Her tarih inananı için doğrudur
Bu absürt tanım sanırım tarih ilmi açısından da doğru
Muteber
İnanılır.
Tarih bir sosyal bilim ise
Fen bilimlerinde, iki kere iki her yer ve zamanda dört ederken
Sosyal bilimlerde bu sonuç,üç buçuk ile dört buçuk arasına değişiyor ise
En çok rağbet gören tarihte uçlarda dolaşan tarihse
debelenmenin anlamı ne?
Yok yerdi, yok zamandı
Yok sebep sonuç ilişkisiydi diyerek “dörde” yaklaşma,
ama orada yalnız başına kalmanın bir anlamı olabilir mi?
Rağbet görmenin,
doğruyu dillendirmekten fazla öne çıktığı çağımızda ,
biz neyin peşindeyiz.?
Doğruların mı
Şöhretin mi
Üç buçuk ile dört buçuk arasında dolaşan tarih
bu sebeple birçok sıfatı haklı veya haksız
Üstüne yapışmış olarak bulur kendini.
Sosyal tarih,
siyasal tarih,
derin tarih,
yalan söyleyen tarih,
yalan söylediği için utanan tarih,
resmi tarih ve nihayet…
paralel tarih.
Paralel tarih:
Geniş halk yığınlarını cuş-u ruşa getirmek zannedenlerin,
“aynı olayları” birkaç kez yaşadıklarını anlatan tarih olarak tanımlanır.
Yani paralel tarih, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ispatlayan tarihtir.
Bu tarih bilimsel değildir.
Bu tarih “üzerinde uzlaşılmış yalanlar bütünü” olarak tanımlanan tarihtir
Bu tarih için ,tarihten bir şey öğrenebiliriz o da tarihten bir şey öğrenemeyeceğimizdir.diyebileceğimiz tarihtir.
Marksın tarihin tekerrür etmesi lafı üzerine
“evet tarih tekerrür eder birincisinde trajedi ikincisinde komik olarak”
demesi sebebi ile trajedi- komik bir tarihtir.
Ama gerçek tarihtir
Hayatın içindeki
İnsan ilişkilerinde yeri olan
Yaşayan tarihtir
Şaka gibi ama böyle