MEGALO İDEA-KIZILELMA YADA ATATÜRKÜN ÜÇ İLKESİ

Megalı idea demek “büyük ülkü” demektir.

Tarihte her milletin büyük idealleri vardır.

Bu ideallerin önemi

gerçekleştirilmelerinden çok,

o milleti ayakta tutmak,

varlığını sürdürmesi için motive etmesidir.

Megalı idea

Yunanlıların büyük ülküsüdür.

Türklerin büyük ülküsü ise KIZIL ELMADIR.

Nedir Kızılelma?

Osmanlı döneminde,

bir sefer esnasında

ordu bir yerde biraz fazla konaklayınca

askerlerin arasında bir mırıldanma başlar.

Askerler azdan çoğa

kızıl elmaya,

kızıl elmaya diye

önce mırıldanır

sonra homurdanmaya başlar.

 

Padişah merak eder.

Sadrazamı çağırır.

Sorar kızıl elma nedir diye

cevap yok.

Vezirlere sorar

cevap yok.

Padişah bakar ki

çevresindekilerin kızıl elmayla alakası yok

en yaşlı askerin çağrılmasını ister.

Yaşlı asker çağrılır.

Padişah huzuruna gelen yaşlı askere sorar.

Kızıl elma nedir?

Yaşlı asker padişaha bakar ve
-“Padişahımızın gittiği yerdir hünkârım.” der

 

Kızılelma budur.

Padişahın gittiği yer.
Cumhuriyet döneminde de

Atatürk Kızılelma’yı ortaya koymuştur:

“Muasır Medeniyet Seviyesi.”

Muasır medeniyet seviyesi

BATI UYGARLIĞI değildir.

Seksen yıldır tartışılan bu kavram

maalesef batı uygarlığı olarak tercüme edilmiş

ve bu yolda yanlış adımlar atılarak

milletin enerjisi boşa harcanmıştır.

Muasır medeniyet seviyesi:

Dün var olan

veya bugün mevcut olan

bir uygarlık değildir.

“Muasır medeniyet” bir milletin

ezelden ebede uzanan çizgide var olma isteğidir.

Muasır medeniyet seviyesi

içi boş bir fikir de değildir.

Muasır medeniyet seviyesinin

çerçevesini çizen gerçeklik

bu medeniyetin

YURTTA VE DÜNYADA BARIŞI temin etme idealidir.

Bu gerçek çerçevesinde baktığımızda

muasır medeniyetin batı uygarlığı olmadığını anlarız.

Çünkü batı, bırak dünyayı,

kendi içinde bile barışı tesis etmekten uzaktır.

O halde muasır medeniyet tesis edilmesi gereken,

tesis edildiğinde ise hem yurtta hem dünyada barışı sağlayacak olan bir medeniyettir.

Bir idealdir,
Her yüzyıl

kendi medeniyetini beraberinde getirdiğine göre

ve biz yeni bir yüzyılın eşiğinde bulunduğumuza göre

böyle bir medeniyeti nasıl tesis edeceğiz?
Atatürk bunu da:

MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR:
vecizesiyle ortaya koymuştur.

Şunu öncelikle söylemek lazım ki

cümlede geçen kan,

biyolojik olarak değil,

sosyolojik olarak algılanmalı.

 

O zaman kan, kültürü temsil eder.

Sonuç olarak diyebiliriz ki

önümüzdeki yüzyılda biz

kaynağını kendi kültürümüzden alan,

yurtta ve dünyada barışı tesis edecek

bir uygarlık oluşturmak zorundayız.

Dün nasıl var idiysek

ve bugün nasıl var isek,

yarında var olmak istiyorsak

bunu gerçekleştirmeliyiz.

Bunu gerçekleştirecek alt yapı bizde mevcut.

Yeter ki biz eleştirel düşünmeye başlayalım.

Yeter ki biz enerjimizi

akıntıya kürek çekerek

yada birbirimizin ümüğünü sıkarak harcamayalım.

 

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın