DIŞ POLİTİKA

 

Birinci genel savaşın sonunda yaşanan

kaos ortamında yeşeren

“devletlerin karşılaştığı sorunları

savaşın dışında bir metotla çözmeye

çalışmayı kişisellikten kurtarıp

bilimsel bir zemine oturtmak düşüncesinden

kaynaklanan” bir olgu dış politika

dış politikanın Tanımını

şu şekilde yapmak mümkün;

“Bir devletin,

ulusal çıkarlarının biçimlendirdiği

amaçlara ulaşmak için

diğer devletlerle

ve uluslararası kurumlarla

arasında olan diplomatik siyasal,

ekonomi ve hukuki ilişkileri kapsayan politika.”

dış politikanın oluşturulmasında

şu değerlere önem vermek gerekir

1-ulusal çıkarlar çerçevesinde   devletin amaçları belirlenmeli

(cumhuriyet kurulurken yurtta sulh cihanda sulh ilkesi gibi)

2-dünyadaki gelişmeleri analiz ederek

bizim amaçlarımıza uygun

ulusal ve uluslar arası faktörleri bulunmalı,

3-devletin bu planlanan amaçlara

ulaşabilme kapasitesinin yeterliliğinin ölçülmeli,

4-amaçları gerçekleştirme yolunda

ortaya çıkan engelleri aşmak için

devletin kapasitesini

çeşitli şekillerde kullanmayı sağlayan

stratejiler geliştirmeli

5- bu süreci devamlı şekilde

yeniden gözden geçirmek

ve yorumlama ihtiyacı unutulmamalı.

Birinci genel savaş öncesi dış politikanın

Kişisel tercihler üzerinden yapıldığı dönem de

Coğrafi,siyasi sebeplerle Osmanlı

kendisine en uygun politikanın

denge politikası olduğuna karar vermiştir

denge politikası tarihi süreçte

1-1791 (1798)-1878:

Rus tehlikesine karşı İngiltere’ye dayanma.

2. 1888-1918:

Rus ve İngiliz tehlikesine karşı Almanya’ya dayanma.

Şeklinde uygulandı

lakin  ne gerilemeyi durdurdu

Nede dağılmayı engelledi

1918 yılında her şey sıfır noktasında idi

Kurtuluş savaşından sonra

yeni devlet kuruldu.

Dünya artık dış politika kavramından haberdardı

Ülkelerin diğer ülkelerle ilişkileri artık

Kişisel tasarruflar üzerinden değil,

Bilimsel veriler üzerinden yürütülüyordu

Ama cumhuriyette denge politikalarını devam ettirdi

Denge politikası hem kişisel

hem bilimsel dönemde

aynen devam etmesinin sebebi

devletin üzerinde kurulduğu

coğrafyadan kaynaklanmaktadır

Devletin

İklimler arası

Kıtalar arası

İnançlar arası

Bir coğrafyada kurulmuş olması

Bu zorunluluğun temel sebebidir.

Osmanlıda var olan denge politikası

Cumhuriyet döneminde de

1. 1920-1936: Batılılara karşı Sovyet Rusya’ya dayanma.

2. 1930-1945: Faşist İtalya tehlikesine karşı İngiltere’ye dayanma.

3. 1945-Günümüze kadar: Sovyet tehlikesine karşı Amerika’ya dayanma.

Şeklinde ortaya konulmuştur

1920 1945 yılları arasındaki denge politikası

Türkiye’nin milli menfaatlerini korumak üzere

bir denge kurmaya çalışırken

1945 yıllarından sonra ordunun NATO ya girmesi

çok partili hayata Bir Türk baharı sonucu

girilmesi sebebi ile Dış politikayı

milli çıkarların yanında

“başka devletlerin girişimleri de biçimlendirir”

gerçeği devreye girmiş

ve bu süreç birinci genel savaşın

gerçekten bittiği

Berlin duvarının yıkıldığı

soğuk savaş döneminin sona erdiği

ve dünyanın yeniden yapılandırıldığı

tarihlerde iyice dağılmıştır

Artık bir denge söz konusu değildir

Söz konusu olan

küresel güçlerin özellikle

enerji coğrafyasının yeniden yapılandırma gerçeği ile

Türkiye’nin hayallerini gerçekleştirmek isteyen

yönetiminin girişimleridir

Bu girişimler

Sıfır sorun kavramıyla başlamış

sıfır komşu noktasına gelmiş

Stratejik derinlikten değerli yalnızlığa evrilmiş

Bu değişim surecinde ülke etrafı düşman ülkelerle

Devlet vasfından uzaklaşmış

etrafı terör örgütleri ile çevrili

ve terörle mücadeleyi değil

müzakereyi esas alan bir devlet konumuna gelmiştir

“Durum tamda bindik bir alamete

Gidiyoruz kıyamete durumudur”

Kıyametten kurtulmanın yolu

tekrar denge politikalarına dönmektir

Yalnız bu dönüş birilerine dayanma değil

Bilimin ve bilginin ipine sarılma şeklinde şu

Gerçekler çerçevesinde olmalıdır

1-bölgenin bir yangın yerine döndüğü gerçeği çerçevesinde

Yurtta sulh cihanda sulh ilkesi esas alınmalıdır

2-batı uygarlığının varlığını sürdürmek için

ihtiyaç duyduğu Enerji kaynaklarının

bulunduğu bölgenin

“yönetilebilir bir istikrarsızlığa”

büründürülmek istendiği gerçeği unutulmadan

3 Türkiye’nin kendi gerçekleri,

dünya gerçekleri

ve bölge gerçeklerini

barışa ve sulha

kanalize edecek bir düşünce hakim kılınmalı

4-dış işleri bürokrasisi,

aydınlar bilim insanları ile

bir beyin fırtınası yaratılarak

projeler yapılmalı

5- dış işleri bakanlığı bürokrasisi

ve hükümet muhalefeti ciddiye almalı

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın