Mustafa Armağan
Pazar 26/6/2014 günki yazısında
Sir Winston Churchill’in,
1920 Aralık’ında
İngiltere’nin Fransa Büyükelçisi
LordDerby’ye şöyle yazdığını söylüyor,
“Mustafa Kemal’i ve barış içinde bir Türkiye’yi
Bolşeviklere karşı bir bariyer olarak
ve Ortadoğu ve Hindistan’daki işlerimizi tesviye etmekte
kullanmak gerektiğini düşünüyorum.”
Churchill in bu arzusu
1938 yılına kadar gerçekleşmedi
Mustafa Kemal buna izin vermedi
Ortam hazırlamadı
Hatay sorunu lehimize
Boğazlar meselesi lehimize sonuçlan dı
Dış mihraklı Toplumsal kalkışmalar
Şöyle ve ya böyle bastırıldı
Kominizme karşı bariyer olunmadı
Ta ki 1950 ye kadar
Ama 1950 den sonra
Churchill ne dedi İse o oldu
Hayaldi gerçek oldu
Tarih öyle diyor
Atatürk öldükten sonra
1938………..1950
Ara dönem yaşandı
Bu dönemin temel özelliği
Devlet ile millet arasına
bariyer konulmasıdır
1950 yılına gelindiğinde
“Türk baharı” denilen rüzgar esmiş
Atatürk’ün bir türlü gerçekleştiremediği
Çok partili hayatı
İsmet paşa gerçekleştirmiştir
“Türk baharı” denilebilecek proje
Çok partili hayata geçiş şeklinde tecelli etti
Çok partili hayata geçildi
Demokrat parti kuruldu
tek başına iktidar oldu
devletle milletle arasına
konulan bariyerleri kaldırdı
devlet ile millet arasından
kaldırılan bariyerler
Türkiye ile Rusya arasına konuldu
ki biz buna nato diyelim
amaç kominizmi durdurmak
Churchill ilk öngörüsü
“Türkiye’yi Bolşeviklere karşı
bir bariyer olarak”
kullanmaktı
1920 de dillendirilmişti
1950 de gerçekleştirilmiştir
Öngörünün ikinci etabı
“Ortadoğu ve Hindistan’daki
işlerimizi tesviye etmekte kullanmak”
düşüncesiydi
soğuk savaş döneminin sona ermesinden
enerji kaynaklarının bulunduğu
coğrafyanın yeniden yapılandırılması
ihtiyacı sebebiyle hatırlandı
BOP adıyla uygulanmaya kondu
proje orta doğuya
diktatörler gidecek
demokrasi gelecek söylemi
ve “Arap baharı”adıyla
Türkiyeye ise
“ileri demokrasi”
Şeklinde empoze edildi
uygulandı
Hala bu projenin
Ne olduğu bilinmeyen
Bir parçasıyız
Hala ortadoğuda
Herşey belirsiz
Ama müslümanların
Müslümanları boğazladığı
Müslüman coğrafyasının
Kan revan içinde olduğu
Çok açık bir gerçek
Churchill ve Atatürk
Tarihte hep karşı karşıya geldi
ilki çanakkalede
Churchill çanakkalede dersini aldı
Anlaşılan alınan dersin miadı
Dersi verenin ömrü ile sınırlıymış
Atatürk ölünceye kadar
Churchill öngörüleri tutmamış
Ama
1950 den sonra
ne demişse o olmuş
Ve hala oluyor
Olmaya devam diyor
Çünki batı dününe bilinciyle
Sahip çıkıyor
Biz ise
Kinimizle veya sevgimizle
Sahip çıkıyoruz
Onlar atalarının dün söylediklerini
Ortam bulduklarında hayata geçiriyor
Biz
Bir sürü laf kalabalıklığı yaparak
Atalarımızı yerin dibine geçiriyoruz
Ama aslında yeri dibine geçende
Biz oluyoruz
Çevremizde olup bitenlere baktığımızda
Bunu anlamak mümkün
Ve biz irtifa kaybediyoruz
Kaptanımız hala arşı alada
Olduğumuzu söylüyor
Buna inanıyor
Mustağriplerde
kendilerinin inanmadığı
Şeylere kaptanı ve halkı
buna inandırmaya çalışıyorlar
bende
“Mork’un Orsun’u aradığını
Düşünüyorum”
cevap ver Orsun
NOT:1980 leri dizilerinden birinin
Can alıcı lafıydı bu
Uçuk kaçık bir diziydi.
Başrolde Robin Williams oynuyordu.
Hikayeye göre Mork,
Ork gezegeninde yaşarken dev bir yumurtaya binerek dünyamıza gelmişti.
Mindy de Mork’u bulup kimliğini gizleyerek tavanarasında yaşamasına izin vermişti.
Böylece Mork insan davranışlarını inceleyerek
her bölümün sonunda Ork’daki şefi Orson’a rapor verebilirdi.
Robin Williams bu dizide inanılmazdı, na nu-na nu diye selam verip bir anda coşuyor,
çılgınca espriler, doğaçlamalar yapıyordu,
Mindy karakterinden pek ses soluk çıkmaz,
olay Mork’un kaçıklıkları etrafında dönerdi.