“Söz ola kese başı”
“Söz ola kese savaşı.”
Ne baş kesen nede savaşı kesen söz var ortada
Haliyle Savaşın en kirlisi devam ediyor
Söz çok.
Siyasetçide, Yazarda,Çizerde, Aydında, Cahilde…
Konuşuyorlar.
On yıldır konuşuyorlar…
Otuz yıldır konuşuyorlar…
Yüzyıldır konuşuyorlar…
Havanda su dövüyorlar ki,
yüz yıl sonrada arkalarına dönüp
baktıklarında gördükleri,
bir arpa boyu bile yol alamadıkları gerçeğidir.
Hala kundaktaki bebeler can veriyor,
siviller öldürülüyor ve herkes
etkili ve yetkililer dâhil ya konuşuyor, ya ağlaşıyor.
Sorunla boğuşuluyor,
lakin çözüme yaklaşılamıyor bile.
Terör can alıyor…
Yol kesiyor, adam kaçırıyor.
Milletvekilini dağa kaldırıyor…,
Oslo’da devletle,
Hakkâri’de hayranlarıyla buluşuyor.
Bomba patlatılıyor, canlar alınıyor.
Siyaset” itidal” tavsiye ediyor.
İtidal;
cuşu- ruşa gelmemek için mi?
Olanlara katlanmayı öğrenmek için mi itidal.
Tavsiye edilen hangisi?
Millet
”Allah devletimize milletimize zeval vermesin”
söyleminde.
İnsanlar ölüyor, bombalar patlıyor.
Muhalifler konuştuğunda iktidar
ya susturuyor, ya da dinlemiyor.
Muvafıklar konuştuğundaysa,
iktidar “ruhlarını” bildiği için kala almıyor.
Toprak, ayaklarımızın altından kayıyor.
Milli irade,
Bu sorunun altından
“milletin azim ve kararıyla çıkacağının” bilinciyle:
“Ya devlet başa, ya kuzgun leşe”
diye haykırmalıdır…
VE ÇÖZÜM
“Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz”
“Ağulu aşı” “ yağ ile bal” edecek sözü söylüyorum.
1- “Özgürlük ve bağımsızlığın” bu milletin karakteri olduğunun bilinciyle” bir hayat şekli
düzenlenmelidir.
2- Bilimin ve bilginin, beşikten mezara kadar olduğu bilincini hayatın merkezine
yerleştiren bir anlayış topluma hâkim kılınmalıdır.
3- “Bir kişiyi” öldürmenin “bütün âlemleri” öldürmek olduğunu bilerek teröre, her türlü canlının,her türlü canlıya yönelik her türlü şiddetine “sıfır tolerans” gösteren bir anlayış
Devlet yönetimine hâkim kılınmalıdır.
4- “Doğuştan gelen” değerler üzerinden değil, “sonradan kazanılan” değerler üzerinden yapılan bir siyaset, cazip ve zorunlu hale getirilmelidir.
Daha ne söyleyeyim.