HALKIN PSİKOLOJİK TATMİNİNİ SAĞLAYAN YÖNETİM

HALKIN PSİKOLOJİK TATMİNİNİ SAĞLAYAN YÖNETİM

Türkiye tarihinde 1923 ten 1938 yılına kadar defalarca çok partili hayata geçme teşebbüsü gerçekleştiren ve fakat başarılı olamayan Türkiye 1950 yılına geldiğinde bu hayalinin gerçekleşmesi için ortamın müsait olduğunu gördü.
Yanlış arı dil politikasının hızını alamaması sonucu ezanın bile Türkçe okutulması, geri kalmanın suçunun dinde olduğu düşüncesiyle hareket edilmesi yüzünden dine ve dini motiflere mesafe koyan, batılılaşmayı ise onlara ram olmak sayan politikaların yönetim ile halk arasında bir uçurum yaratmıştı. Küresel güçler bu manzarayı görüp yerel aktörleri harekete geçirerek çok partili hayata geçiş sürecini başlattılar.
Yeni parti kısa zamanda büyük rağbet gördü ve 1950 yılında da ezici bir çoğunlukla iktidara geldi.
ilk iş ezanın Arapça okunmasıydı. Millet mest oldu.
Artık cin şişeden çıkmıştı. Dini motifler siyasetin malzemesiydi. Siyasette dini terminoloji kullanılıyordu. Süreç aslına uygun, ezanın Arapçalaştırılmasından başlamış imam hatip liselerinin sayısının artırılmasına, bazılarının arka bahçesine dönüşmesine, oradan başörtüsünün simgeleştirilmesini ve bunları istismar edenlerin iktidara gelmesine ve arkasından namaz kılan cumhurbaşkanına, oradan da ilk defa başı örtülü eşi olan birinin cumhurbaşkanı olması noktasına gelindi.
Artık ipteki cambaz İslamiyet ti. Halk oraya odaklanmışken Anadolu zemininde yapılan her siyaset sadece küresel güçlere hizmet ediyordu.

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın