YADA
MUTLULUĞUN TEK ATLISI;
SORUNU ALGILAMA ALGISI
Sorun
inançlar,
kişiler,
partiler değil,
sorun,
sorunu algılama ve çözme sorunu.
Sorunu
“sorunla boğuşarak ayakta kalmak”
şeklinde algılarsan,
sorunla boğuşursun
ve ülkeyi “oyun” oranında yaşanır kılarsın.
Ama
sorunu
sorun olduğu için,
çözülmesi gereken bir olgu olarak görür
ve sorunla boğuşmaz,
onu çözersen,
bir “ülkeyi” yaşanır kılarsın.
Olay bu
Somutlaştıracak olursak;
Dini hassasiyetler sebebiyle
Bir konuya eğilirsen
Konya Milletvekili Gülay Samancı,
Kahramanmaraş Milletvekili Sevda Beyazıt Kaçar,
Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak
Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in,
Örtünme sorunlarını bir ölçüde bir yere kadar çözersin,
İstanbul milletvekili Şafak Paveyin
İnsani sebeplerle yaşadığı (fiziksel engel)
sorununu çözemezsiniz.
O zaman
bir vatandaş olarak kendi kendime sorarım.
Dünkü Müslümanlar
“Nil”in kenarındaki bir kuzudan sorumlu oluyor da
Post modern Müslümanlar
ağılıklı olarak oluşturdukları
meclisin içinden bile mi sorumlu olmuyorlar ?
Bu sorumlu olmayışın
Milli
İslami
İnsani bir izahı var mı?
Olabilir mi?
Yoksa olay sadece sorunu algılama biçimi mi?