“kan üzerinden siyaset yapmak”
Türk siyasi literatüründe
önemli bir yer tutar
ne anlama geldiği önemli değildir
konuşursun suçlarsın itham edersin
sonra zaten unutulup gider
itham eden de unutur
itham edilende
halkın “balık hafızalı”
olduğu çok yaygın bir tevatür
bu tevatürü destekleyen
bilimsel olmasa bile
uluslar arası “kesilmiş ahkam”
bulmakta mümkün
ama yaşananlar gösteriyor ki
“balık hafızalı” olanlar
siyasetçiler halk değil
halk o “balık hafızalıların”
ceremesini çekiyor
en bariz örnek
“kan üzerinden siyaset yapma” söylemi
terörü masumlaştırıp
teröristle görüşmeyi
eli kanlı insanları
“normal siyasilermiş”
gibi lanse etmeyi
“çözüm süreci” ambalajı
ve “analar ağlamasın”
sloganı ile halka satanlar
samimiyetsizliklerini
ard niyetlerini
anaların göz yaşıyla
zerre kadar ilgili olmadıklarını
terör dışında
ama gene eceliyle değil
toplu olarak
“siyaset sermaye” işbirliği ile ölen
ve gene anaların ağladığı
olaylar karşısındaki tutumları ile
ortaya koyuyorlar
ölenler hemen şehit ilan ediliyor
en yüksek makamlar hemen
aileleri arıyor
“geçmiş olsun” diyor
taziyelerini bildiriyorlar
konuşuluyor, konuşuluyor
derde derman olmayan
dert olanlara öpücük mahiyetinde
torba yasalar hazırlanıyor
oysa o makamı işgal edenler
iktidar olanlar
yetmeyip muktedir olanlar
cenaze evlerini arayacaklarına
ihale verdikleri patronları arasalar
deseler ki
“bu tedbirsizlikleri”
“bu terbiyesizlikleri”
ortadan kaldırın
o kadar
emin ol her şey daha güzel olur
insanlar ecelleri ile ölür
kimse cennete gitmek için
ölmek durumunda kalmaz
dünya cennet olur
olur mu olur