B
İHSANOĞLU
“Kırım Hanlığı’yla
Kuban ve Bucak Tatarları
siyâsî bakımdan müstakil olup,
ancak dînî işlerinde
Hilafet makamına(Osmanlıya) tâbi olacaklardır”
küçük kaynarca antlaşması 1774
küçük kaynarca anlaşmasının bu maddesi
Türkün dine bakışını değiştirenin ilanıdır
1774 yılına kadar
Türkler ve onların imparatorluğu
islama bir hizmet alanı olarak bakmış
ve bu bakış bir gözyaşı medeniyetinin
doğmasını sağlamıştır
1774 yılından itibaren
din bir hizmet alanı değil
bir siyasi istismar alanıdır
O tarihten itibaren de
o coğrafya beladan kurtulmamış
göz yaşının sele dönüşmesini önleyememiştir
Merhametin
ilginin
sorumluluğun
yarattığı gözyaşı medeniyeti
yerini
Acımasızlığın
ilgisizliğin
sorumsuzluğun
ve istismarın yarattığı
bir göz yaşı deryasına dönüşmüştür.
Birinci genel savaşın
gerçekten sona ermesinden sonrada
(1989 da Berlin duvarının yıkılması
soğuk savaş döneminin sona ermesiyle )
dinin siyasal sebeplerle
istismarı politikaları zirveye çıkmış
ve bu günkü manzara zuhur etmiştir
Manzara şudur
İslam coğrafyası
tam bir terör
kan cinnet ve cinayet
coğrafyasına dönüşmüştür
İslam coğrafyasında
devletler devletlerden çok
terör örgütlerini muhatap almakta
Dış politikalar
terör örgütleri üzerinden yürütülmektedir
Bu ortamın yaratılmasında
Maalesef 2002 den bu yana
Türkiye’yi yöneten kadrolarında vebali vardır
Türkün 1774 başlayan
dini istismar ederek
devleti yönetme girişimleri
2014 te kendi ülkesinde
bayrakların indirildiği
terörürün dediğinin olduğu
yurt dışında
konsoloslukların
terör örgütleri tarafından basıldığı
insanların esir edildiği
rehin olarak tutulduğu
devleti yönetenlerin ise
ya sustuğu
yada konuşanları susturduğu
gerçeğine dayanmıştır
Bu ortamda
ihsanoğlu’nun isminin ortaya çıkması
siyasetin istismar alanı olmaktan çıkıp
tekrar bir hizmet alanı
haline getirilmesi için bir fırsattır