BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-1

Durmak dinlenmek bilmeyen

Sevgili başbakanım,

 

Bugün gene kelle istemişsiniz

Aydın Doğan’a

“Yılmaz Özdil’i kov gitsin”

demişsiniz

 

Ama bir dur, sayın başbakanım

Hele bir dur.

 

Bu hengamede bile bir fırsatını bulup

bir muhalifinizin kellesini istiyorsunuz,

 

Bu ne hız, bu ne hırs

 

Sebebi de   yılmaz Özdil in

Soma faciası üzerine  yapmış olduğu ironi

 

Oysa sayın başbakanım

Özelde Soma genelde ise

bütün madenlerin

işletilme izinleri,

Özelleştirilmeleri konusunda

ironinin ötesinde

sizin gerçekte yapabileceğiniz

pek çok şey var

 

Siz ki hem iktidar,

hem muktedirsiniz

Siz ki bir dakikada yasada,

iki dakikada anayasada

değişiklik yapabilecek güçtesiniz

Siz ki dışarıda İsrail’e

İçerde barolar birliği başkanına

“van minüt”

çekmiş insansınız

 

Bu kişilik

Bu güç

Ve madenlerle ilgili

bütün yetkiler elinizdeyken

Bu maden sahiplerine

“yaşam odaları”nı

zorunlu tutabilir

Veya yasa çıkararak

sorumlu tutabilirdiniz

 

Bunları yapsaydınız

Bu kadar madencinin

kaza sonucu ölmelerine

engel olabilir

Madencilerin

ecelleriyle ölmeleri için

ortam yarata bilirdiniz

 

Malum

“Allahın verdiği canı sadece Allah alır”

 

Olmadı

 

Yüzlerce insan

Ecelleriyle değil

Siyasetin ve sermayenin

Elele vererek yarattıkları

ihmalin sonucu öldü

 

Sayın başbakanım

Sizde olduğunu bildiğim

saygı duyduğum

Rabbimin bütün babalara

ihsan etmesini istediğim

“babalık kumaşını”

biyolojik evlatlarınız için

Mükemmel kullanıyor

Her şeye karşı ve her şeye rağmen

Her şeyi göze alarak

Onları şefkat çemberinize alırken

“Devlet baba” olarak

Bu şefkat çemberine

“sosyolojik” evlatlarınızı

Almıyorsunuz

ağır davranıyorsunuz

ihmal ediyorsunuz

 

Sayın Başbakanım

bir biyolojik baba olarak

sizde gördüğüm

hayran olduğum

“babalık kumaşını”

“biyolojik” evlatlarınız gibi

“sosyolojik” evlatlarınıza da

aynı hız aynı titizlikle

uygulayacağınızı ümit ediyor

saygılarımı sunuyor

ellerinizden öpüyorum

 

not: demokraside esasın muhalefet olduğuna inanan

sosyolojik evladınız

 

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın