ANLAYAMADIĞIM ŞEYLER

 

Şu kadar yıllık hayatımda

her şeyi anladığımı söyleyemem

ama şu üç şeyi  hiç anlayamadım

merakta etmiyorum

 

1.fiyatından önce içindekilere bakılan çağda

içindekileri ısrarla söylemeyerek

üretimini devam ettiren bir ürünün

(koka kola nın) sular seller gibi satılması

 

2.Atatürk’ün çok istemesine rağmen

gerçekleştiremediği çok partili hayatı

İsmet İnönü’nün yağdan kıl çekercesine

gerçekleştirmesi

 

3.Türk adaletinin

muhtar bile olamaz dediği

bir siyasinin  başbakan

arkasından cumhurbaşkanı  olması

 

beslenme konusunda

hijyen ve özen çağındayız

İnsanlar bir şey alırken

Fiyatından önce

içinde nelerin bulunduğuna bakıyor

 

Ama içeriği açıklanmayan bir ürün

sular seller gibi satılıyor

adı dillerde dolaşıyor

her ülkeye  her şehre

her yuvaya giriyor

 

Arada içtiğim

ve yalan yok

tad ve zevk aldığım oluyor

Ama genelde uzak duruyor

insanlarında uzak durması için

bir gayretin içinde oluyorum

nafile bir gayret

bunu da “Amerikanın şansı”

diye değerlendiriyorum

 

2.Bizim evde

dedemin resminin yanında

Hep bir resim vardı

Bunun Menderesin resmi olduğunu

sonra öğrendim

Menderes bizim siyasi dedemizdi

 

“Yeter söz milletin” demiş

Milleti adam yerine koymuş

Ezanı tekrar Arapça okutmuş

Milletin cebine para girmiş

Ha neredeyse

Küçük Amerika olasıymışız

Ama…

Biz duvarımızdaki o resmin

Menderes olduğunu idrak ettiğimiz

Yıllarda

Okulumuza korkusuzca gidemiyor

şehrin her mahallesinde

keyfimizce gezemiyorduk

Sağ sol diye gençler

Birbirini öldürüyor

Ülke yetmiş sent e muhtaç oluyordu

 

 

3.Bir siyasi kişilik

Önce içeri atıldı

sudan bir bahaneyle

“Muhtar” bile olamaz

hale sokuldu

Sonra ne olduysa oldu

Parti başkanı oldu

Partisi seçim kazandı ,

başbakan oldu

 

“Milli irade” dedi

“Başörtüsü” dedi

“İleri demokrasi” dedi

Ülkenin ekonomisi iyileşti

bolluk refah yayıldı

Kazanan kazanmaya

Kazanamayana devlet

bir kulp bulup

Para aktarmaya başladı

Her şey çok güzeldi

 

Bu kez

“küçük Amerika” da olmuyor

Post modern

“büyük Britanya” oluyorduk

 

Yani hedefimiz

“Yeni Osmanlı” olmaktı

 

Ben bütün bunları

Yaşayan Çocukların

gençler haline geldiğinde

neler yaşayacağını

merak etmiyorum

 

tarihin tekerrürünün

tarihten ders almayanlar için

bir kader olduğunu biliyorum

 

bilgi ve insan çağında

insanların yaşadıkları refahın

sebebini sorgulamalarını

üretim olmadan yaşanılan refahın

toplumu hani o çok bilinen

cehenneme giden yolun

iyi niyet taşları ile döşeli olduğu

gerçeği ile karşılaştırıp

karşılaştırmayacağını düşünmesini

birincisinde 1950-1989

tamda bu durumla

karşı karşıya kaldığımızı

hatırlamasını istiyorum

gerçi mümkün değil

atam Bilge Kağan öyle diyor

 

“Ey Türk Milleti!

Sen, aç olunca tokluk nedir bilmezsin,

fakat tok olunca da açlık nedir düşünmezsin!

Böyle olduğun için,

seni yüceltmiş olan kağanının sözünü tutmadın.

Onun sözünü almadan yerden yere vardın.

O yerlerde tükendin.

Geri kalanlarınla,

daha da zayıflayarak öle yite yürüyordun…”

 

ne zamana kadar

ta ki biri çıkıp

Ey Türk;

üstte gök çökmedikçe,

altta yer delinmedikçe,

senin ilini ve töreni kim bozabilir.

Titre ve kendine dön.”

Deyinceye kadar

 

Böyle biri

Çıkar mı

Böyle bir şey

Der mi

Uyan olur mu

Yoksa bu cümle kullanıldığında

duyanlar hayretle

Yahu “Türk dedikleri de ne ki”

diye mi sorarlar

 

Author: Mehmet ÇEVİK

Bir yanıt yazın