Kazandığını sandığı anda Kaybedermiş bazen insan Ölüme ilk adımının Doğum olması gibi Bazen de, Kaybettiğini düşünürken Kazançlı çıkarmış insan Ölüp cennete gitmek gibi İnsan; Hayatı kazanmak Ya da Kaybetmek üzerinden Yaşadığında kaybedermiş Kazanmak Hayatı kazanmak Yaşamak için yaşamak Zevk almak zevk vermekmiş.
Sevgi ne ki Uhrevimidir Dünyevimidir sevgi Sevgi ne ki Şiddet mi? Şefkat mi ister sevgi Zerre miktar şiddeti Kabul eder mi? Sopa Allah’ında olsa Sopa içerir mi sevgi Şiddet içerse de ilişki Şiddet talep eder mi sevgi Sevgi ne ki Beşerimidir İlahimidir sevgi Eşitler arasında saygımı Üstünün himayesi mi sevgi Sevgi ne ki Elini tutmak mı cananın Cana koyarcasına Yoksa elinden tutmak mı birinin Yanında tutarcasına Sevgi ne ki Ne ki sevgi
Dün Artık dün değil Dünü bu güne çektik Yarını öteledik oğul Yarında Artık yarın değil Yarını yarına gömdük Geleceği öteledik oğul Gelecekse Artık gelecek değil Zamanı kilitledik Bir ömrü öteledik oğul Ömür se Artık yaşam değil Ölümü kutsadık Hayatı öteledik oğul Ne zamandır zaman Ne mekân mekândır Ne de insan insandır oğul Yeisi benliğimiz yaptık Düşlerimizi öteledik oğul
Nokta, nokta doğdun Nokta, nokta öldün Kendini ateşlere salıp Bir ömrü beyhude yedin Değer mi? Attığın taş Ürküttüğün kurbağaya değer mi? Dünden bu güne geçmiş Bu günden yarına gelecek Geçmişle gelecek arasında ki Günü bu günü zir zibil ettin Değer mi? Attığın taş Ürküttüğün kurbağaya değer mi? Bir memurun önünde Karşı cinsten birine Bir ömür iyi günde kötü günde Birlikte olma sözü verdin Bir imza attın Değer mi? Attığın taş Ürküttüğün kurbağaya…
Yüz yıl önce verdiğin randevuya Saat verdim konum attım Balkonda saat on da dedim Bekledim Gelmedin ay İnatla bekledim İki eli kanda da olsa Gelir dedim Tutulurken değil Kurtulurken geldin ay Üstün başın kan revan içinde Müstehzi bir gülüş yüzünde Yüz yıl sonra buluşalım dercesine Esip geçtin ay Vay Ay Vay