Ay: Kasım 2022
Yıldırım, “Koltuk elimizde kaldı, Müzayedeye çıkaracağız” dedi Yakışır. Kısa cumhuriyet tarihimizin -ki daha 100.yılı bile yaşamadık- En uzun süre “23 Nisan başbakanı” Olan sayın Yıldırım’ın Oturduğunu sandığı koltuğun Müzayedeye çıkması Milli bayramlara Tavır koyan zihniyetin Tavrını açıklayan Traje komik hakikattir. Her şey bedeli mukabilinde satılır.
15 Temmuzdan bu yana yaşadıklarımızı Şöyle özetleyebiliriz Siyasal güç kazanmak isteyen bir “İslami gurup” Siyası gücünü artırmaya çalışan Başka bir “İslami gurupla” mücadele ediyor Ve herkes şu cümleyi kullanıyor “Bu yapı ile ancak bu adamlar” Mücadele edebilir Bu yapıyı bu adamların Milletin başına bela ettiği Ve dahi “sorunun parçası olanların Sorunu çözemeyeceği” gerçeğini Zihnimde saklı tutup soruyorum Bu doğrumu? Ya da soruyu şöyle soralım Siyasal gücünü kendi amaçları için Kullanan bir İslami yapı Siyasal güç kazanmaya çalışan Bir başka İslami…
Yıllarca her milli bayramda Türk gençliği Atasının kendisine verdiği Vazifeyi okudu cevabını verdi Bu çalışmanın hamaset değil Bir bilinçlenme çalışması olduğu Türk gençliğinin aynı “Hababam sınıfındaki” gibi Haylaz, umursamazda görünse Atasının kendisine verdiği vazifeyi ciddiye aldığını Milli bayramların budandığı Yılların sonunda gerçekleşen Tarihin en hain kalkışmasında; Halkın tanklarla çiğnendiği Parlamentonun bombalandığı kalkışmada Türk gençliği; Birinci vazifesinin, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmek olduğunu Mevcudiyetinin ve istikbalinin Yegâne temelinin bu olduğunu Bu temelin, kendisinin, En kıymetli hazinesi olduğunu…
Reisti Küçük gemi kaptanı Boyunu aşan hayalleri,Transatlantiği, hayallerine tapan nümayişçileri vardı Peynir gemisinin lafla yürüyeceğine dair Olmayacak duaya âmin kıvamında beklentisi vardı Reisti Küçük gemi kaptanı Transatlantikte ne işi vardı Hem hayal kırıklığı yaşadı Gömerken hayallerini suya Hem hayal kırıklığı yaşattı ulusa Reisti Küçük gemi kaptanı Öyle kalmalıydı Öyle kaldı Reisti Reis kaldı
“Üç dil bileceksin Üç dilde ana avrat düz gideceksin” Olanları, yaşananları anlamıyorum Ana avrat düz gitmek geçiyor içimden Korku sarmış dağları gidemiyorum Saçma sapan zamanlar yaşıyorum Kendimi, kendimden saklıyor Özgürlüklerimi İçimde yaşıyorum Beni ifşa ediyor dostlarım Dağları saran korku şehre inmiş Volta atıyor rezilce nefes alamıyorum Jurnalizmin dip yaptığı zamanlar yaşıyorum Ana avrat düz gitmek geliyor içimden …………………………………Gidiyorum Aşırı özgürlükler bozdu kimyamı Düşünemiyor, konuşamıyorum Bilinçaltıma gömdüm hayallerimi Ataletimi yenemiyorum Hayal meyal bir ses İlk vazifen der gibi geliyor bana Ama…