Ay: Ağustos 2018
Nokta, nokta doğdun Nokta, nokta öldün Kendini ateşlere salıp Bir ömrü beyhude yedin Değer mi? Attığın taş Ürküttüğün kurbağaya değer mi? Dünden bu güne geçmiş Bu günden yarına gelecek Geçmişle gelecek arasında ki Günü bu günü zir zibil ettin Değer mi? Attığın taş Ürküttüğün kurbağaya değer mi? Bir memurun önünde Karşı cinsten birine Bir ömür iyi günde kötü günde Birlikte olma sözü verdin Bir imza attın Değer mi? Attığın taş Ürküttüğün kurbağaya…
Yüz yıl önce verdiğin randevuya Saat verdim konum attım Balkonda saat on da dedim Bekledim Gelmedin ay İnatla bekledim İki eli kanda da olsa Gelir dedim Tutulurken değil Kurtulurken geldin ay Üstün başın kan revan içinde Müstehzi bir gülüş yüzünde Yüz yıl sonra buluşalım dercesine Esip geçtin ay Vay Ay Vay
Gene ölüm Yeniden ölüm Bir daha ölüm Çektir git Diyesim var Diyemiyorum ölüm Çekip giderken bile Ya yanımdan Ya canımdan birini Alıp götürüyorsun Önümü boşaltıyorsun ölüm