Ay: Temmuz 2016
Kelimeler, harflerin dansı Cümlelerse “hoşluk” yaratan Kelimeler toplamıdır İnsanoğlu bu “hoşluğu” Farklı adlarla adlandırmış Zaman içinde Biride; mektup Mektup denilen hoşluk Kadim Anadolu’da Bir rivayete göre milattan önce 1950 yılından beri kullanılmış Önce kadınlar, o naif yapılar Kendi aralarında Haberleşme amaçlı kullanmış Ama zamanla cinsiyetleri aşan Bir şekilde ve çok farklı amaçlarla Mektuplar yazılmış gök kubbe altında İş mektubundan aşk mektubuna Oradan “yarınlara” mektuplara kadar Mektup; yazılmaya nasıl başlanacağı, Nasıl gelişeceği nasıl sonlanacağı Nasıl gönderileceğini içeren Bir mektup kültürü yaratmış…
“Ruh iş”in mi “ruh eş”in mi? Gerçi her yer toz duman Her şey ertelemelerle gidiyor Ama hayatta devam ediyor. Gençler, geleceklerini belirleyecek Bir karar verme arifesindeler On sekiz yaşındaki genç Bundan sonraki ortalama Yarım yüzyılının nasıl olacağını belirleyecek Bir kararın sorumluluğunu yaşıyor Ölçü ne Yarının dünyası nasıl bir dünya olacak? Ben kendimi ne kadar tanıyorum? İçinde yaşadığım toplum Yarınki dünyanın neresinde olacak? Kararımı nasıl vermeliyim? Nasıl bir karar vermeliyim. Yarının dünyasının gerçeklerine göre mi? İçinde yaşadığım ülkenin gerçeklerine göre mi?…
Temmuz geldi ya Ortalık gene Kadir Mısırlıoğlu’nun Yazdığı kitabın adıyla çalkalanıyor; Lozan zafer mi hezimet mi? Hani Ortaylı hocam da diyor ya Lozan ne zafer ne hezimettir. Bir anlaşmadır Tarihe inanç alanı ile Bilim sahası olarak bakanların farkı bu Mustafa Armağan Bir köşe yazısına Derin tarih -aynı stratejik derinlik gibi- Dergisinin Temmuz sayısını almış Sebeb derginin Lozan’ı konu alması Sonucu merak etmiyorum. Çünkü hezimet garanti Yalnız yazısında Prof Hanioğlu’ndan bir alıntı yapmış Alıntı cümle şu; “Türkiye ile ABD konferansta (Lozan’da)…
Derler ki “batı insanı satranç, doğu insanı tavla mantığı ile hareket eder” (Satranç “düşünmeyi” ve sonra “hareket” etmeyi Tavla önce “davranıp” sonra “yakınmayı” gerektirir) İKİNCİ TESPİT: TOPLUMSAL “Batıda kurumlar, doğuda kişiler yönetir.” Cemil Meriç (Biz buna kurumsallık ve keyfilik diyelim. Açılımı şu; kişi ya geldiği makamın kurallarına göre davranır Batı böyle. gerçi yönetici için sıkıcı Ya da makamın kuralları kişiye göre değiştirilir. Doğu böyle. Bu yönetenler için daha neşeli) VE SONUÇ “Bir ulusu tek kişinin idare edebileceğine inanırım. (Bende inanırım….
1-“En kötü demokrasi en iyi darbeden iyidir” Kim, ne zaman, nerede, niçin söyledi bilmiyorum Ama muhtemelen bizi “en kötü” demokrasiye “kilitlemek” için söylememiştir Yâda en kötü darbeye; yani demokrasiyi seçime seçimi de liderin beğendiklerine onay verme seremonisine çeviren uygulamaya mahkûm etmek için söylememiştir 2- “Demokrasimiz kazandı” Vallaha 28 Şubat ve sonrasında yaşananlar demokratik kazanımlarsa 15 Temmuz akşamında yaşananlarda kazançtır GÖRMEK LAZIM 28 Şubat ne ise BOP ne ise “Van minüt” ne ise “Çözüm süreci” ne ise Ergenekon ne ise Feto…