Yazar: Mehmet ÇEVİK
Türk’tüm Müslüman’dım On yılda Türklüğümü yasakladılar Sanırım bir süre Tek bacakla idare edeceğim Ya sonra Sonra Bu millet olacağım Öznesiz Sıfatsız Kişiliksiz Ne idüğü belirsiz “bu millet” Bir azınlığın Yada azgınlığın baskısıyla “Ne mutlu Türküm” demeyi yasaklayan kafa, gün gelir başka bir azınlığın yada azgınlığın baskısıyla da “Elhamdülillah Müslüman’ım” demeyi yasaklar. Tabi aynı kafanın eş başkan olduğu ve “Arap baharı” denilen “Müslüman’ın Müslümanı boğazlama” siyaseti sonucu ortada Müslüman kalırsa. Bu millet bu vahameti görmeli, bu…
milenyumun bir tarihinde bir ülkede ilk kez bir reis halkın oyları ile seçildi seçimlerin bitip kesin sonuçların yüksek seçim kurulu tarafından ilan edilmesi üzerine reisin reisliğini resmileştiren belge fezleke millet meclisine gönderildi fezleke yüksek seçim kurulu ile meclis arasında ki yolculuğunda kayboldu yeni devletin kısa tarihinde böylesine bir olay ilk kez yaşanıyordu fezlekenin kaybı sırasında anayasa göz ardı edildi yasalar ciddiye alınmadı tüzükler yerlerde süründü teemmüller tahammülsüzlük yarattı iktidar boşluğu yaşandı iktidar boşluğunu kabul etmeyen…
“kan üzerinden siyaset yapmak” Türk siyasi literatüründe önemli bir yer tutar ne anlama geldiği önemli değildir konuşursun suçlarsın itham edersin sonra zaten unutulup gider itham eden de unutur itham edilende halkın “balık hafızalı” olduğu çok yaygın bir tevatür bu tevatürü destekleyen bilimsel olmasa bile uluslar arası “kesilmiş ahkam” bulmakta mümkün ama yaşananlar gösteriyor ki “balık hafızalı” olanlar siyasetçiler halk değil halk o “balık hafızalıların” ceremesini çekiyor en bariz örnek “kan üzerinden siyaset yapma” söylemi terörü masumlaştırıp…
Mevsimlerin,iklimlerin insanlara çılgın sürprizler planladığı zamanlar yaşıyoruz kışın düşmeyen yağmur yaz arifesinde kovadan boşanırcasına yağıyor şehirler su altında kalıyor memleketi sel basıyor kara taşıtları deniz ulaşımına soyunuyor Ama memlekette kuraklık da kapıda bu kadar yağmur yağarken kuraklığın çözümü barajlarda su seviyesi azalıyor neden? nedeni basit aklımızı değil duygularımızı kullanıyoruz bundan kaç yüz kaç, sene önceki gavur atalarımız kadar pratik düşünemiyoruz hem de orta Asya yı kurutup gelmemize rağmen! Simon manastırını gezdiniz mi? bilmem…
Dünya nüfusunun yüzde doksan beşinin işsiz olacağı, Kalan yüzde beşininse çalışmak için para vereceği, Ve lakin kişi başına gelirin, bu günkünden fazla olacağı İki bin otuz beş yılına ramak kaldığı Günümüzde: işçi kavramını, Mücadele kavramını, Özgürlük kavramını, Sendika kavramını, “Zincirlerinden başka kaybedilecek Bir şeyleri yokmuş” mantığıyla kavrayanlarla, İnsanı, insanın kulu İşçiyi servetinin düşmanı Servetini ise bildiği bilmediği bütün değerlerin Üstünde gören, uğruna her şeyin feda edilmesi gerektiğine inanan bunun içinde iktidar olmanın şart olduğu fikri sabitine sahip olanların, …